Dikkat! Bu sayfadaki tüm girdiler turkcell ve isbankası aracılığı ile şahsıma sağlanmış e-imza ile korunmaktadır.

Beni koruyun!

Beni Koruyun

16 Mart 2011 Çarşamba

Bırakın gitsin

Şimdi yazacağım çok adil bir yazı olacak. Öyle hissediyorum.
Bir gün rakı içiyoruz. Hatta o akşam benim için çok hüzünlü bir akşamdı. Sahil lokantasına o zamanlarımın kankasıyla son paramızı veriyoruz falan. Yanımızdada rakı yerine kahve içmekte ısrar etmek konusunda on numara bir kız arkadaşımız var. Eve bizi o götürecek.
Lokanta çok şık bir mekan değil ama deniz insanı alıp götürüyor. Benim bahçekapısı beni boynuzlamış, ben bir hafta boyunca hep ağlamışım, hala ağlıyorum falan.
Neyse sanırım 3 yada 4üncü dubledeyim.Öyle zamanlarda sarhoş olmak istersiniz ama olamazsınız. İçersiniz içersiniz ama başınız bile dönmez hani, aynen o haldeyim. Sürekli ekmek bıçağını alıp bahçekapısını kesmekle alakalı planlar yapıyorum.
O an bir rüzgar vurdu yüzüme çok iyi hatırlıyorum o anı. Ben elimi çeneme dayamışım uzaktaki sahil ışıklarını izliyorum. Fonda bir müzik duyuldu herkes off çekmeye başladı. Bırakın gitsin!
Ben o şarkıdan sonra nasıl bırakıp gidileceğini öğrenenlerdenim. O şarkıyı dinlerken sigaramı söndürüyorsam, deniz kenarındaysam, bahçekapısını, bahçekapısı gibi değilde saray eşiği gibi düşündüğüm anlardan birindeysem ve hüznüm tavan yapmışsa hep bir bırakın ulan s.ktirsin gitsin fon müziği duyuyorum. İbrahim Tatlısesin bende bu konuda katkısı büyük.
Tamam, başta düşündüklerimle şarkılarını dinledikten sonra düşündüklerim arasında bazı farklar oluşmaya başlıyor. Para, hırs, millet, ırk hırsı insanları baştan ayağa değiştirebiliyor. Zira ben Sagopa Kajmer yerine ahmet kaya ile isyan etmiş biriyim. Kürtlere hiç bir zaman karşı olmadım. İnsan insandır. Senin ölümün bir insanın elinden bile olsa seveceksin ki kalbin kararmasın. Kalp kararırsa iş değişir. Zaten kendimi anlamıyorum, bu bende hep bir parça olacak sanırım, bu insan sevgisi ve bu değer verme güdüsü.
İbrahim amcaya neler oldu henüz bir sır parçası. Evet gayet şeyli denen adamlardan biri idi oda. Vuruldu. İlk duyduğumda "sonunda sıktılar kafasına" dedim. O insanları benim sevdiğim derecede severmiydi bilmiyorum ama, yayından çıkarken, gecenin bir saatinde hayranları ile resim çektirmiş. Hangisi duruyorki, kışkışlayıveriyorlar.
Başta üzülmemiştim dediğim gibi. Sadece, şansı çok yaver gitmiş ve kurtulmuş. Söylenenleri göz önüne alınca ve pkkdan gelen kınamayı duyunca afallamadım. Bir çoğumuz biliyor ibonun kürt halkına olan sevgisini, artık iyice duyuldu kuzey ıraktaki geniş yatırımları. Bende arnavutları çok severim, herkes kendi milletine işte... Tabi yoldan çıkmış, baskıcı, katil bir örgütten yana olmak doğru değil pekala. Dedim ya, insan vatan, millet, ırk sevgisine ve hırsına yenik düşebilir. Bu yüzden ben siyasi tarafına değil, sanatçı kişiliğine bakıyorum bu sabah. Hümanist değilim, herhalde hiç bir zamanda olamayacağım.
Yine de hümanist bir kaç parçam adına İbo'nun bu olayla insan olmayı bir kez daha anımsamasını ve insan canından tatlı bir şey olamayacağını düşünmesini en içten dileklerimle ister, çarçabuk iyileşmesini temenni ederim. İnşallah bundan sonra kendi halkının bebeciklerinin kafasına sıkan bir örgütle yandaş olmayı kabul etmez. Umarım ona artık para tatlı gelmez.
İnşallah bir dahaki rakı içişimde yine bırakın gitsin çalar. Aniden çalan bırakın gitsin hücrelere sağlıktır, şifadır.Buda kendi adıma ettiğim bir temenni idi.

Bu sabah blog yazan bir arkadaşla tanıştım. Kendisi geçenlerde bir tweet atmış ve blogumu çok beğendiğini ima etmiş. Ayrıca blogum için açtığım facebook hesabıma eklemiş kendini. Severek kabul ettim. Kendisi kitap yazmakla uğraşıyormuş ve bloguna pek vakit ayıramıyormuş. Yazıları ruh halime biraz ağır kaçtı ama okudum. Güzel bir blogger olacak, eminim. Umarım hayalleri gerçek olur.
Umarım hepimizin hayalleri gerçek olur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder