Dikkat! Bu sayfadaki tüm girdiler turkcell ve isbankası aracılığı ile şahsıma sağlanmış e-imza ile korunmaktadır.

Beni koruyun!

Beni Koruyun

21 Aralık 2008 Pazar

Son notlar:

Son notlar diye bir başlık atıyorum. Neden? Çünkü bir kaç gündür yazacak gücü bulamadım. Yazdıklarımı da toparlayamadım diyebilirim. Şimdi biyerlerden ufaktan girelim.


*Komşu katliamı devam ediyor. Sayın alt kat komple bana uyuz olmuş durumda. Artık görmemezlikten gelmeye başladılar. Kapıda falan karşılaştığımızda koşarak kaçıyorlar benden. Muhtemelen "aha manyak geliyo, kaçın, koşun, görmesin, allah muhafaza gene birimize şarlar" diyerek uzaklaşıyorlar. Bende durumun tadını çıkarmaya gayret gösteriyorum. Çünkü bundan büyük bir zevk alıyorum.
Bazı insanlardan daha ilk gördüğüm anda, negatif enerji doluyorum. O noktadan sonra isterse ağzıyla kuş tutsun karşımdaki, olmuyor, olamıyor. Ben bir kere o duyguyu hissediyorum. İllaki bir zarar gelecek. Ve %90 geliyor o zarar.
Bu evi ilk tuttuğumuzda ne evi sevebildim, ne komşuları, nede dükkandakileri. Hepsi bir açığımızı kolluyordu. Zaten çok küçük biyerdeyiz. Hep savunmaları aynıydı. Hep biz bayandık, bayan olduğumuz için makyaj yapamazdık, hep kafa ve ellerden başka bir uzvumuz görünemezdi. Aksi takdirde imalar aldık. Anlamadığım şey ise, sonuçta biz sizin kızınız değiliz, biz sizin akrabanız değiliz. Sadece komşuyuz. Ama pardon öğrenciyiz. Kız öğrencilerin eve erkek almaları meşhurdur ya, sanki biz eve erkek alsak onların ruhu duyacaktı. Hayır duymayacak, çünkü hatun kısmından korkulur. Şeytana pabucunu ters giydiren cinsten bizim türümüz. E peki ne oldu? Hiç birşey. Ağızlarının payını aldılar. Onların sorumluluğunda olmadığımızı, bizi kollamaları gerekmediğini, zaten yalnış birşey yapmadığımızı ve onlara kesinlikle mecbur olmadığımızı ben uygun bir dille anlattım. Herkes elini ayağını çekti. Şimdi kimse 2 yumurta istemeye, çocuklarının ödevini yaptırmaya, bir sigara içmeye veya dert yanmaya gelmiyor. Herkes haddini biliyor.
Çokmu ciddi olu bu yazım tarzı? Ha ha! Nedense çok içerlemiş durumdayım bu konuya. Öğrenciler ahlaksızmıdır? Öğrenciler yoldan çıkmış gibimidir bazıları için? Ne bileyim...
Bu konuya takmıştım hani, birşeyde etkiledi.

*Bu akşam Kavak Yelleri'nin 69. bölümü vardı. O nasıl bir bölümdü yarabbim?
Hayatımı yazıyorlar sanki her seferinde. Özellikle 3 bölümdür bütün başıma gelmesinden korktuğum herşey oldu dizide. En sonunda iki kişinin içinde bulunduğu bina patladı. Ve içeridekilerden birinin sevgilisi tamda o binanın önündeydi. Psikolojiyi düşünemiyorum. İçerde kalan sevgilim, bina patlıyor, ben bunu canlı canlı izliyorum. Herhalde yığılırdım olduğum yere. Hiç birşeye müdahale edemezdim.
Diziye çok takıldığımdan veya dizi manyağı olduğumdan değil. Hatta öyle oturup evet, evet bölüm geliyor, o saatte bütün elektronik eşyaları kapatın, yalnızca televizyon çalışsın gibi bir fanatiklik sözkonusu değil. Belki yalnızca bu diziyi sevmem bana ve/veya yaşıtlarıma hitap ettiği içindir. Sonuç olarak son 3 bölümdür öğrenci evleri, kritik aşklar ve sonuçlarını izledim. Benim gibi aşkı yalnızca aşkıma yazdım biri için makuldü.

*En son t.u.b.a'nın BK'da konu aldığı, oradan haberini aldığım özür diliyorum kampanyasından ve ona diss olarak çıkan özür bekliyorum kampanyasından bahsetmek istiyorum.
Ben bu konuda yorum yapmamaya gayret edenlerdenim. Herkes kendince haklı çıkıyor. Herkes kendini haklı çıkarmaya çalışıyor. Tarihçi değilim, o yüzyılda yaşamadım. Olayıda çok derin bilmiyorum açıkçası.
Bu topraklarda her zaman kardeşi kardeşe kırdırmaya çalışan birileri oldu. Bu hep vardı, şimdide var.
Sadece ermenilerden özür dilemek veya özür beklemek değil mevzu. 100 yıl önce olmuş bir olay için şimdi bir milletin bir millete küfür etmesini mantıksız buluyorum. Anneannemin bir lafı var. Bir taraf bi halt etmiştir, karşındakinin hatasını arar ya hani. Sonra kelimeleri düzerde düzer. Aha tam o noktada, milleti suçluyor ama kendide sanki çok şika b.k der... O sözün her kelimesine hayranım. Bir yüz kişi kırmışsak (ben türklükten bir haber olanların yapmış olabileceğine inanıyorum) onlar bin kişi kırmıştır. Bu elbetteki hoş birşey değil. İnsan hayatının ne kadar önemli olduğunu bilmeyen, yazı tura ile hamile bir kadının karnını deşip cinsiyetine bakan ve bunu iddia üzerine yapan bir mantık var karşımızda. Türkler dünyada tektir, eşi benzeri bulunmaz diye bir mantıktan gitmiyorum. Evet türkler dünya üzerindeki en önemli milletlerden biri. Karşı tarafı korkutan, ürküten bu. En kötümüz bile savaş çıksa aslan kesilmezmi? İstisnalar kaideyi bozmazmış.
Sonuç olarak kimseden özür dilemeyin. Dileyenleride kınayın. Ciddiyim. Dalgaya alınmayacak kadar önemli bir mevzu.
En mantıklısıda atalarımızın yaptığı hataları bizim tekrarlamamamız. Oturup ortak bir noktaya varmamız. Karşı hareketlerde bulunup onların yaptığı, insanlara yaşattığı bu iğrenç kırımı bizde birbirimize yapmayalım.
Şuan kimsenin kimseden özür dilemesini gerektirecek bir şey söz konusu olamaz. Herkes kendine göre haklı, iki millettende ölen canlar, hayatlar, insanlar var.
O yüzden aynı yere geliyorum. Önce oturup konuşulmalı. Sorunlar, inatlar, kızgınlıklar dökülmeli ortaya. Özür işi önce baştakilerin. Sonra milletler istediği kadar özür dilesinler.

*-Sen aptalsın.
-Niyeküne?
-Onca hayırlı gısmet çıkıyor ve elinin tersiyle itiyorsun. Oku oku böyüüük adam olcen sen. Hatta ülkenin başınada geççen hiç üzülme.
-İki konuyu bu kadar profesyonelce bağladığın için teşekkür ederim.
-Evlen gızım işte ne duruyon. 15 aydır yollarını gözlediğin herifle evlenemezsen soracam ben sana ama.
-Ayyy kastırma lütfen! Belki benim bekar kalma fantazim var. Boşunamı okuyoruz allasen?
-Olsun gızım sen evlen. Koca kısmı düverde, süverde, aldatırda... Hiç önemli değil. Hayat arkadaşı iyidir gızım, ellisinden sonra düzeliyorlar.
-Ellisine kadar ben nolcam?
-Çamaşır, bulaşık, çoluk-çocuk, seks hayatı, arada herifin ayaklarını da yıkarsın...
-Pardooon? :O
-O elli olunca sen otomatikman 70 falan olursun. İyisimi 25 inde 35 lik bi adam bul. 10 sene karın olur. Ben o kadarını da hazmedemem dersen 45 bul, 30 yaştan kurtarırsın.
-Senin kafana ne düştü? (Hatunun kafatasını inceliyorum bu arada.)
-Kurcalama kafamı. Evlilikten seni soğutmaya çalışıyorum kızım.
-Anüüüü! Sebeppp?
-Şimdi benim herif az önce anlattıklarımın aynısı ya, sende bi kaç sene sonra benim gibi olucan ya, o sebeplen yani. İş, ben çekiyom sen çekme..(2 yaşındaki veled cam vazoyu kırar, bizim hatun refleks vermez, dönüp bağırmaz bile)..Sabahları babası bu vazoda kırılacak oğlum diye emir veriyor gizliden. Ayaklarını sehpaya uzatamıyor gavurun oğlu. İnat olsun diye bugün çıkıp daha da büyüğünü alacam. O kırdırdıkça ben dahada büyüğünü alacam....
-Pessssssss!
DipAçıklama: Az önce okuduğunuz paragrafta konusu geçen çift 5 yıllık evlidir. Severek evlenmiş olup, son 2 yıldır neden mantık evliliği yapmadıkki diye kafalarını duvarlara vuruyorlar. Bağırış çağırış kavga ettiklerini hiç görmedik. Hep laf sokmacalar, kelime oyunları eşliğindedir onların ilişkisi.
Yorumsuz...

2 yorum:

  1. kavak yelleri'ne ben artık akıl sır erdiremiyorum :P yani o patlamadan sonra ordan sağ çıkan birileri olursa yuh dicem :D
    özür diliyorum kampanyası hakkında aynı fikirleri paylaşıyoruz aşağı yukarı :))

    YanıtlaSil
  2. Bu hafta hakkında, kanal d nin resmi sitesinde yorum vardı. Çıkıcaklarmış o patlamadan sağ salim ama efe çok acı çekicekmiş bilmemne...
    Yuhhhhh........ :D
    İllaki saçmalıyor diziler biryerden sonra...

    YanıtlaSil