Dikkat! Bu sayfadaki tüm girdiler turkcell ve isbankası aracılığı ile şahsıma sağlanmış e-imza ile korunmaktadır.

Beni koruyun!

Beni Koruyun

27 Aralık 2008 Cumartesi

Kesin mayamda birşeyler eksik!


Ahhh...Şu başıma gelenler pişmiş tavuğun başına gelmez.
Direk olaya dalmayı ibadet sayıyorum, nitekim çok geç oldu gözümden uyku akıyo canlarım!
Sabah yataktan kalkamamamın nedeni alt dudağımda soğuktan ve astımımdan varsaydığım şişiklik ve iltihap olabilir... Diğer nedeni uykusuzlukta olabilir. Yoksa sevgilim gurbette, kimseylen öpüşmüşlüğüm yok son 8 aydır...
Titredimm (bırrrr), titredimmm (bırrrrrrr), çok titredim (bırr bırrrr bırrrr)........
Geceden kalmıştım, sanki özellikle yapar gibi 10 dereceye kadar düşen banyo sıcaklığında sabahın 5inde duş almıştım, 9da kalkmam gerekiyordu...
Kalktım, ama sürüklenerek... Hani canıma kastım olsa bu kadar olurdu...
Okuldaki durumumda çok renkli değildi açıkçası. Uyumaya, bayılmaya, çökmeye, olduğum yere yığılmaya meyilliydim (halen öyleyim)...
Eh, 3 saat uykuyla koca gün zor geçiyo, bide nedensiz bir hastalık üzerine yapışınca...

Kara Haber: Astımım azdı!
İyi Haber: Ben doktora gitme cüretini gösterdim...
Kara Haber: Her an tık diye gidebilirim..
İyi haber: Sigarayı azaltmaya çalışıyorum...
Kara Haber: Her bi halt üst üste gelir (anam beni Nasreddin Hocanın ölüm yıldönümünde doğurmuş)....
İyi Haber: Sapıttım!

Hastane kapısından o derece ümitsiz giriyorum. Bir yandanda kendime söylenmekteyim. "Lan kumral ya ölceysen, ya bu doktor sana 2 ay, 2 yıl, 20 gün gibi saçma rakamlık yaşam süresi biçerse. Aha hık hık nefesim gidiyo imdaaattt!!"
Sen de 1 saat ben diyim 2 saat bekledim. Muhtemelen yarım saatti. Ben bilinçaltımda o derece saçmalıyordum.
Doktor o kadar naaaziiikkk, çıt diye kırılacak türden bir hatundu ki... Rabbbiiiim! dedim, kesin bu işte bir halt var, kesin son günlerimi iyi yaşıyorum (allahın psikopatıııı!)..
Dedi seni bir film çekek. Zaten pek hastasıda yokmuş, ben filmi çektirirken oda muayenesini bitirecekti filan.
Korku filmim başlamıştı... Uzun ve karanlık koridorlardan geçtim, manyetik alana girdim, göğsüme bir makine yapıştırdılar. Filmidir, tahlilidir, hızlıca yapıldı. (Kesin bir iş var, hayatta bir işim düz gitmez benim!)
Doktor hatununa geri döndüğümde uzun bir sessizlik yaşadık. Filmi incelediii, tahlillere baktıııı...Sonunda konuşmayı başardı!
-Sigara içiyomusun?
-Evet..
-Ne kadar?
-Bir paket, bazen daha fazla. (Bu esnada gözlüğünü burnunun ucuna çekip şööööle bi süzdü beni!)
-Canına kastınmı var senin?
-Bilmem, belki... (Hemşirede dikkat kesilmişti)
-Eh günah benden gitti o zaman! Astım hat safhaya ulaştığı gibi, senin ciğerlerde sinyal vermeye başlamış. İlaçlarını yazacağım, bittiğinde tekrar geleceksin. Bir düzelme olmazsa biraz hastanede misafir olacaksın.
Ben orda yığılsam, birde serum ve iğne takviyesi yapacak acımasız kadın! Lan bi dur be, bu ne patavatsızlıktır, bu ne kalbe indirme çabası! Öldürecen beni ayak üstü. Zaten hassasım, ölmeye meyilli bir haldeyim!
Hastaneden çıkarken reçete beni komple hapsedip, "Hahahaha! İşte sonun geldi cadalozzz" der gibiydi. İtiraf ediyorum, uzun zamandır bu tarz bir korkuyla yüzleşmemiştim.
Bir arkadaşı aradım biraz konuşayım, konuşalım diye, kendisi arkamdan iş çevirmekte olduğundan birde ona kaynadım. Velhasıl kelam iki göz iki çeşme minibüse binip ilaçlarımı almaya gittim. Ama dayanamıyordum. Minibüsteki vebalı teyzeler suratıma "Ah yazık pekte genç!" der gibi bakıyorlardı sanki.
Sanki yarın şak diye ölecektim (Tövvvbeeee!)
Göl kenarına indiğimde sakinleştiğimi sanmama rağmen aklıma burda anlatamayacağım kadar karışık dost kazıkları geliyor, bir daha hönkürüyordum. (Rezil bir insanım!)
En son bir arkadaşa gitmek geldi aklıma, gittim ve sakinleşme çabaları işe yaradı. Ağlayarak girdiğim kafeden biraz somurtuk, biraz umutsuz çıktım.
İşin komik olmayan kısmı:
Hastalıklar beni çevreledi. Çiban çıkartırım, astım hastasıyım, bronşit deseniz o biçim, sırtım sürekli ağrır, psikolojik tedavi görmüşlüğüm var, tansiyonum ve şekerim çok ani iner çıkar.
Kendimi ellilik teyzeler gibi hissediyorum ve nasıl yeneceğimi bilmiyorum.
Sizce yüksek moral ve bu kadar hastalığı tedavi etmek mümkünmüdür? Mümkünse nasıl yapılır?
Yada basitten gireyim, ölmeyi beklemek dahamı mantıklı?

1 yorum:

  1. dert,sıkıntı,hastalık her insanda ortak payda..ama kapsama alnından çıkarması kişinin moralinin yüksek olmasına bağlı

    YanıtlaSil