Dikkat! Bu sayfadaki tüm girdiler turkcell ve isbankası aracılığı ile şahsıma sağlanmış e-imza ile korunmaktadır.

Beni koruyun!

Beni Koruyun

24 Haziran 2008 Salı

İletişim


Nabza göre şerbet veriyoruz...Peki nasıl?
Son zamanlarda küçükle küçük, büyükle büyük olmayı alışkanlık haline getirmiş durumdayım...
Bu yüzden yaş grubu farketmeksizin herkes benle oturup birşeylerini paylaşır oldu....
Bunu nasıl başardığımıda soranlar oluyor:)
Bende bugün kısaca bundan bahsetmek istedim...
Psikolog, rehber öğretmen, diş hekimi, muhasebeci, işsiz, ev hanımı, çocuklu, dertli, evli, birsürü tanıdığım var benim...
Hepsini güncel ve sıkı tutmak çok zor elbette...
Çoğunun yüzünü bile görmemişimdir...
Ama kalplerinin attığını bilirim...
Hepsinin elleri, ayakları, iki gözü, iki kaşı vardır...Bilirim...
Hepsi insandır, hepsinin duyguları vardır...Hepsinin bir kişiliği, başardığı yada ertelediği, yada ertelemek zorunda kaldığı hayalleri vardır...Bilirim...
Zıt karakterler bile olsa, hepsinin etten kemikten olduğunu bilirim....
Şimdi sır önce bunları bilmekten geçiyor...Sanal düşünmemek gerekiyor...Ve en önemlisi kesinlikle yapmacık olmamak gerekiyor...
Yetenek falan değil aslında...İlk etapta "kendin" olmak...
İletişimden biraz anlayan bu çevreyi kaybetmez zaten...
Örneğin bir psikologla konuşmak nedir?
Zor bir tecrübe olmasa gerek...
Karşındakinin tıp okuduğunu, mezun olduğunu, bir süredir çalıştığını hesaba katalım...
Saygı duyulan takdir edilen biridir...
Direk ciddiyeti bozarak konuşmak yalnış olacaktır..
"Siz"li cümleleri elden bırakmamak, aradaki mesafeyi, saygıdan ötürü korumak gerekir...
Eğitim seviyesine göre edilir sohbetler..
Yaşadığı çevresi, düzeyine göre bir iletişim kurulmalıdır...
Küçük bir sır..Dil bilgisi kurallarını kimse sevmez, özelliklede msn ortamında...Ama biliyormusunuz, o dilbilgisi kuralları karşınızdaki insana ne kadar değer verdiğinizi gösterir...
En fazla her cümlede 5 harf fazla yazarsınız...
Ama karşınızdaki insana çok büyük etkiler bırakırsınız...
Ev hanımıyla konuşurkende aynı şeyler geçerli...
Kendinizden 10 yaş küçük biriylede konuşsanız aynı....
Yani, çocukla çocuk, büyükle büyük olmaktan geçiyor...
Lakayt insanları sevmem mesela...Benim gibi birçok insan hoşlanmaz...Sağlam dostluklar, ve onların küçük kızları yada oğulları olmak için, en çok lakayt olmaktan kaçınmak...
Yaşıtım kişileri anlayabilmek...Sanırım en çok onlarla paylaşımlar olur...Sorunlar yada konular zaten aynıdır...
Küçük bir arkadaşım var...Kendisiyle yüz yüze görüşmedik hiç...Hatta ayrı şehirlerde yaşıyoruz...
Ama küçük hanıma nasıl bir etki bırakmışım bilemiyorum :) ben onun biricik ablası, o benim minik prensesim olsu...
Yada eşinden yeni boşanmış ablam....Onunlada hiç yüz yüze görüşmedim...Ama bana, evine davet edecek kadar güvendi... vesaire...
Çoğu insana numaramı veririm...
Hiç sapığım olmadı...
Çünkü herkes gerektiğinde vereceğim tepkileri bilir...
İletişim bilmek çok zor değil...
Anlaşmayı bilmekte öyle...
Hayat küçük inceliklerle dolu...
NABZA GÖRE ŞERBET VERMEK İŞİN SIRRI...
Herkese yaşantısına göre, onun zevklerine ve anlayışlarına göre yaklaşmak...İçenle içmek, ağlayanla ağlamak, sorunlarla dansetmek....
Güçlü davranmak...Ama gerektiğinde boşalabilmek...
Neden yapamaz insan, çokmu zor veya sıkıcı gelir?
Bence gelmemeli...
Tabi bazı insanları atlamayacağım...
Bir gün can dostuyken sonra düşmanı, onu anlamayanı olabilirsiniz...Tabiki empati kuracaksınız..Adaletli olacaksınız..Ama herkese sizinde insan olduğunuzu hissettireceksiniz önce....
Tabiki hiç bir zaman hayatınızı ve kendinizi atlamayacaksınız...
Atladığınız noktada en çok siz zarar göreceksiniz...
Bazı insanlarla istesenizde iletişim kuramayabilirsiniz...
Kırk kişi çok sever sizi, bilirsiniz, iki kişi sevmeyebilir, belki çok üzer sizi ama, sorun kesinlikle sizde değildir emin olun..Artılarınız eksilerinizden ağır basıyorsa kendinize güvenmeye devam edebilirsiniz...
Önce kendinize güvenin ;)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder