Dikkat! Bu sayfadaki tüm girdiler turkcell ve isbankası aracılığı ile şahsıma sağlanmış e-imza ile korunmaktadır.

Beni koruyun!

Beni Koruyun

11 Ocak 2008 Cuma

Değerli taşlar...

Hayat, ellerimizin bu kadar arasındayken, Dünyanın milyonlarca kilometre ötesindeki bir madene el attım, içinden avuç dolusu taş çıktı..
Astrolojiye olan inancım beni bu araştırmayı yapmaya zorladı..Harika bir tabiatla karşı karşıya kaldım...
Bu kadar çok taş, bu kadar çok ışık ve renkle karşılaşacağımı tahmin etmemiştim..
Ama araştırırken müthiş bir haz duydum..Umarım seversiniz..Burcunuzun taşına bakmadan geçmeyin derim...


İnci... (Yengeç burcu taşı..)
Dünya çapında asırlardır en çok tercih edilen kıymetli taşlardan biri olan inci; organik bir madde olarak diğer taşlardan ayrılır. Çağlar boyunca saflığın ve masumiyetin simgesi olmuş, bu sebeple de ideal bir evlilik hediyesi olarak kabul edilmiştir. “Ayın gözyaşları” olarak da adlandırılan bu taş, cennetin bulutlarından geçen meleklerin izine benzetilir. Geçmişte çoğu medeniyette, kalp hastalıklarına ve pek çok rahatsızlığa iyi geldiğine inanılmıştır. Aslına bakılırsa incinin ana maddesi olan kalsiyum karbonat, bugün de ilaç olarak kullanılmaktadır. Doğal süreçlerle ya da “kültivasyon” denilen suni yöntemlerle oluşur
Doğal inciler: Doğal inciler, istiridye ya da midye gibi deniz canlılarının kabuklarının içerisine kum, kabuk parçası gibi küçük yabancı materyallerin girmesi sebebiyle, kendiliğinden oluşur. Yabancı materyal istiridye ile kabuğu arasına sıkıştığında, hayvancık kendini korumak için ilk olarak konkolin (conchiolin) adı verilen, siyah renkte bir salgı üretir. Daha sonra nayker (nacre) adında beyaz renkli bir salgıyla da maddenin üzerini iyice kapatır. Bu istiridyeler, derinliklerden inci avcısı da denilen dalıcılar ya da geniş ağlar vasıtasıyla çıkarılır. On binlerce istiridye arasında yalnızca küçük bir kısmı inci içerir ve bunlardan da sadece bir kaç tanesi mücevher kalitesindedir. Doğal inciye çok seyrek rastlandığı için, fiyatı da on binlerce doları bulabilmektedir. İncili istiridye pek çok okyanus ve denizde bulunur, fakat en çok bulunduğu bölge Basra Körfezi’dir. Hint Okyanusu’nda Manaar Körfezi ve Sri Lanka Adası çevresi ile Kızıldeniz de binlerce yıldır doğal inci çıkarılan yerlerdir.
“İnci”ye dair...
Bir tutkudur inci, herkes bilir... Ve bu tutkunun serüvenidir inciyi değerli kılan. Denizlerin derinliklerinde istiridye, sabırla ve tutkuyla kum taneciklerini parıltılı ve değerli bir taşa dönüştürürken, aşktır aslında parıldayan. Aşkla oluşur inci istiridyenin gövdesinde, sabırla, tutkuyla... Oldukça etkili ve şiirsel bir serüvendir bu oluşum ve dikkatinden kaçmaz insanların. İşte bu yüzden her dönemde ve her kültürde bahsedilir inciden, binbir gece masallarında, inci tanesini getiren kavuşur prensese, Mevlana’nın Mesnevi’sinde gönüller inci gibi berrak ve saftır. Şairler inci gibi mısralar döktürürler sevgililere. Seyyahlar inciyle özdeşleştirirler güzel memleketleri . Sanatçılar bahsetmeden edemezler inciden. İncedir çünkü sanatçının kalbi, değerini bilir incinin, onunla kurar en güzel cümleleri, onunla dizilir şiirlerin mısraları, onunla resmedilir parıltılı sevdalar, sevgiliye inci ile iltifat edilir en güzel ve her zaman inci gibidir gözyaşları aşıkların. Boşuna değildir inciyle yapılan benzetmeler çünkü en güzel inci anlatır aşkı, masumiyeti, berraklığı, gizemi ve zerafeti... Ve inci en güzel takıdır hep kadınların üzerinde, parıldayan ve tamamlayan güzellikleri. Ve en güzel hediyedir her zaman. Çünkü kolay ortaya çıkmaz inci, zor ve uzun bir serüvendir yaşanan ve tamamlanan. Ve kolay olmayan değerlidir, herkes bilir... Ve ne mutlu bize ki bu serüvenin son halkasında inciye şekil verip takıya, dolayısıyla sanata dönüştürüyoruz. Bu parıltılı çabanın hazzını ve keyfini yaşıyoruz; aşkla sabırla...


ELMAS (Diamond) (Koç burcu taşı)
Elmas, kıymetli taşlar arasında en uzun geçmişe sahip olanlardandır. Dünyadaki en sert mineral olmasının yanısıra çıkarılması en güç taş olması, benzersiz parlaklığı ve parlayan ateşi, elması tüm değerli taşların en kıymetlisi yapar.İngilizce’de de “diamond” ifadesi, Yunanca’da “hükmedilemez, gerçek hakim” gibi manalara gelen “adamao” sözcüğünden türetilmiştir. 4000 yıl önce Hindistan'da bulunmuştur. Saf, renksiz elmas en bilinenidir; fakat içeriğinde mevcut olabilen farklı maddeler nedeniyle sarı ve kahverengiden yeşile, maviden pembe ve kırmızıya, çeşitli gri tonlardan siyaha kadar çok farklı elmas çeşitleri de bulunur. Elmasların önemli bir kısmı, dünyanın ateş içinde kavrulan derinliklerinde 3 milyar yıl önce oluşmuştur.
Çoğu en az 100 milyon yıllıktır. Elmas çok yüksek basınç (70000 kg/cm3) ve sıcaklıklarda (2000 ºc) kristalleşen karbon atomlarından oluşur. Böyle bir ortam, yaklaşık 150-200 km derinliklerde bulunur ve bu şekilde oluşmuş maddeler ancak volkanik patlamalarla yeryüzüne itilirler. İçerisinde elmas bulunan volkanik maddelere kimberlit ve lamproit adı verilir. Bu maddeler, yanardağlardan püsküren lavların soğuyup katılaşmış halidir. 1 karat ağırlığında traşlanmış bir pırlanta elde edilebilecek ham elmas kütlesinin çıkarılması için ortalama 250 ton toprak kazılması gerekir.

ZÜMRÜT(emerald) (Boğa burcu taşı)
Tarihten bu yana pek çok toplumun kültüründe zenginliği simgeleyen zümrüt, içeriğindeki krom ve vanadyumdan aldığı eşsiz yeşil rengiyle hayranlık uyandıran bir taştır. Parlak yeşilin yanı sıra, sarıya çalan yeşil ya da karanlık yeşil renklerine de rastlanır.Zümrütler nadiren kusursuzdur, bu yüzden çoğunlukla yağlanarak çatlak ve boşluklarının dolması, kusurlarının gizlenmesi, renginin canlılaşması sağlanır. Materyal kaybını azaltmak için genellikle düz-kesim uygulanır ki buna zümrüt kesimi de denir. Oymacılık ve kabartma yöntemleriyle kusurlar atılarak en iyi sonuca ulaşılır. Günümüzde zümrüt laboratuar şartlarında da üretilebilmektedir. Bugün en iyi zümrütler Kolombiya’da çıkarılmaktadır. Diğer kaynaklar Avusturya, Hindistan, Avusturalya, Brezilya, Güney Afrika, Mısır, ABD, Norveç, Pakistan ve Zimbabwe’dir.

YAKUT (ruby) (Aslan burcu taşı..)
Yakut, mücevher tutkunlarının en favori taşları arasında yer alır. Teknik ismi “kızıl korindon”dur, ancak diğer renkteki korindonlar gibi safir adıyla anılmaz. Kırmızının çok çeşitli tonlarında olabilen yakut, içerdiği krom ve demir oranına göre pembeden eflatuna ya da kahverengimsi kırmızıya göz alıcı bir renk yelpazesi sunar. Yapısındaki kristallerin sık çizgiler halinde olması sebebiyle kırılmaya yatkın gibi görünse de, elmastan sonra en sert mineral olarak fazlasıyla dayanıklıdır. Kristal prizmaları üçgen ya da altıgen biçimde, uçları sivri veya yassıdır. Kristaller geliştikçe üzerlerinde yeni tabakalar oluştururlar; bu tabakalarda jeolojik şartlara ve mevcut minerallerin cinsine göre kuşaklaşma adı da verilen renk varyasyonları oluşur.
Dünyanın hemen her yerinde, volkanik ve başkalaşım kayalarında ya da alüvyon tortularında aşınmış çakıllar olarak bulunur. En kaliteli doğal yakutların Tayland-Burma’dan çıkarıldığı, mücevher tüccarları tarafından kabul edilegelmiştirÇoğu kahverengimsi kırmızı bir renge sahip olan Burma yakutları, 1500’lü yılların sonlarından beri bilinmektedir. Bunun dışında Afganistan’da, Vietnam’da ve özellikle de Pakistan’da çok kaliteli parlak kırmızı yakutlar çıkarılmaktadır. Hindistan, Rusya, Avusturalya, Norveç ve ABD-Kuzey Karolina’da bulunanları ise çoğunlukla koyu renkte, hatta bazen opaktır.


SAFİR (sapphire) (Terazi burcu taşı..)
Mücevher kalitesinde olup da kırmızı renkte olmayan her korindon safir olarak adlandırılır. Ancak bu isim, en çok mavi renkliler için kullanılmaktadır. İçerisindeki demir ve titanyum katkıları dolayısıyla rengi çeşitlilik gösterir, ancak en kıymetlisi berrak ve derin mavi olanıdır. “Renk değiştiren safir” adı da verilen bazı safirler, doğal ve suni ışık altında mavinin farklı tonlarını ortaya koyar
Ayrıca çeşitli doğal eklentilerle “yıldız safiri” türleri oluşabilir ki, bunlar genellikle yuvarlak “cabochon” kesimle işlenir ve oldukça değerlidirler. Bunlar feminen görünmediği için pek çok erkeğin de tercihidir. Renklerine göre taşların kaynaklarını ayırd etmek mümkündür. Kaşmir safirinden sonra en iyi mavi safirler Burma’da, Sri Lanka’da ve Hindistan’ın diğer yörelerinde, pegmatit yapılarda ve alüvyal tortularda çıkarılmaktadır. Tayland, Avusturalya ve Nijerya menşeli safirler koyu mavidir, neredeyse siyahmış izlenimi verir. Bunlara “gece mavisi safirler” de denir. ABD-Montana’da üretilen safirlerde ise çekici, metalik mavi bir ton hakimdir. Bunlar dışında Kamboçya, Brezilya, Kenya, Malawi ve Kolombiya diğer safir yöreleridir.
Agat (Akik) Taşı.. (İkizler burcu taşı)
Bir merkezin çevresinde çeşitli renklerde halkalardan oluşmuş görünümdeki taştır. Halka şeklindeki damarlar ana renkten ton olarak farklılaşır. Serttir ve renkli kısımları saydam olmamakla birlikte ışığı geçirgen bir yapıya sahiptir. Eski çağlardan beri, süs eşyası, mücevher, bazen de olumsuz enerjilere karşı koruyucu veya olumsuzlukları ortadan kaldırıcı etmen olarak kullanılmıştır. Agat veya Akik olarak ünlenen taşlar, kırmızı, gri, beyaz, mavi, kahverengi ve yeşil karışımı renklerdedir. Mineral halindeki Akik taşı, sanki çevresindeki varlıkların veya manzaranın enerjisini emerek, bu enerjiyi tablolaştırmış gibidir.
AGATIN YARARLARI
Taşın yararının görülebilmesi için bedene temas etmesi, en azından güneş enerjisi başta olmak üzere doğadaki enerjinin taştan geçerek bedene ulaşabilmesi gerekmektedir. Gümüşten yapılmış yüzük, kolye veya broş taşı olarak kullanılması yararını artıracaktır.
Genel olarak akik taşı, güçlü bir iyileştiricidir (terapi aracıdır). Bünyesinde bulunan ve taşa rengini veren çeşitli mineraller, farklı hususlarda şifa kaynağıdır. Oksijenin hayati öneme sahip olduğu herkes tarafından bilinir. Kan dolaşım ve solunum sistemlerinin temel elemanıdır. Silisyum, hücre zarlarını ve dokuları güçlendirir. Böylelikle kanamaları ve erken yaşlanmayı önler. Beyin yorgunluğunu giderir. Yaraların çabuk iyileşmesine yardım eder. Böbreklerde taş oluşumunu engeller. Kemik, kıkırdak ve bağ dokularının sağlıklı kalmasına yardım eder. Demir, ihtiyacımız olan oksijenin akciğerden dokulara taşınması ve hücre solunumunun sağlanması, hücre ve dokulardaki karbondioksitin vücuttan atılması işlevlerine sahiptir. Ayrıca demir, anti-oksidandır, bakteri ve virüslerle savaşan hücreleri, yani bağışıklık sistemini güçlendirir. Dinç bir beden, sağlıklı bir algılama yeteneği sağlar. Yeterli ve sağlıklı bir kanın varlığı da demire bağlıdır. Bedende demir mineralinin azlığı anemi hastalığına, soğuktan kolay etkilenmeye, nefes darlığına, kalpte çarpıntılara, sindirim sisteminde problemlere, baş dönmesine, kemiklerin zayıflamasına, saç dökülmesine, kolay kilo almaya, bellek karışıklığına, algılama zayıflığına yol açacaktır. Magnezyum minerali, C vitamini ile kalsiyum, sodyum ve potasyumun etkili biçimde kullanımına yardım etmektedir. Magnezyum, anti-stres minerali olarak bilinir, kasların gevşemesini, sakinleşmeyi, rahatlamayı sağlar. Üç yüzden fazla enzimin işlevinde rol alarak, çeşitli türde enerjinin üretilmesini, saklanmasını, kullanılmasını ve aktarılmasını sağlar. Kandaki şekerin enerjiye dönüştürülmesi, dişler dahil kemiklerin gelişmesi ve sağlıklı kalması, sindirim sisteminin düzeli çalışması, kalp damarlarının esnekliğini muhafaza ederek kalp krizlerinin önlenmesi, beden sıvılarındaki asit baz dengesinin sağlanması da magnezyumla doğrudan ilişkilidir.
Akik (Agat) taşının, yüzyıllardan bu yana deneylere dayalı diğer genel yararları ise şöyle özetlenebilir: Bedeni güçlendirir. Lenflerin sirkülasyonunu rahatlatır, bu nedenle kan dolaşım siteminin sağlıklı çalışmasına ve mikroplarla savaşacak antikorların bedende gerekli yerlere ulaşmasına yardım eder. Düşük tansiyonu dengeler, normal seviyeye getirir.
Ayrıca, vücuttaki fazla veya olumsuz enerjiyi boşaltır ve böylece stresi yok eder. Kişiyi sosyalleştirir, çevre ve insanlarla uyum sağlamasına yardımcı olur. Korkuların yenilmesinde, cesaretin artırılmasında yardımcıdır. Akıl ve mantık gücü ile algılama yeteneğini geliştirir.
Bunlara ek olarak Kırmızı Akik taşı, kalbi korur, kan dolaşım sisteminin düzenli çalışmasını sağlar. Dikkati toplamaya ve ihtiyatlı hareket etmeye yardımcı olur. Duygu ve sevgi aşılar, kendilerine duyulan sevgileri algılatır.

Agat’ın genel yararlarına ek olarak Yosunlu akik taşı, göz sağlığı için yararlıdır. Uyku verir ve korkutucu rüyalar görmeyi engeller. Bitkiler ve madenler alemini tanıma, kavrama ve birleştirme gücü verir. Güzel konuşma ve yazma yeteneği sağlar. Fiziksel ve ruhsal enerjimizi yeniler.
(Başak burcu taşı..)
*Sardoniks, Yementaşı denilirken, yine bir agat türü olan ve Kırmızı Çizgili Akik...


Opal.. (Akrep burcu taşı)
Opal Yunanca "renk değişimini görmek" (opali ious) anlamına gelir.Opal, bir kristobalit silis kürecıklerınin düzenli ve düzensiz bir kafes yapısına sahip ve %3 ile %21 arasında su içeren bir sulu amorf silıkasıdır. Opal, amorf bir yapıya sahip olmasına rağmen silisin kristal olmayan bir şeklidir. Opal 100°C altında oluşmuş bir silika jelidir (çökelimıdir). Bu jel sedımanter tabaka çatlak ve yarıkları içine sızarak oluşmuştur. Metorik sudaki silika, buharlaşmayla konsantre haline gelir ve bunun sonucundan kolloidal silika jeli yani opal oluşumu gerçekleşir (Simandl, 1998). Opalin bilinen klasik jel dokusu yanında taneli agregalar gösterebileceği ve bu doku ile krıstobalite bir geçiş gösterdiği bilinmektedir (Andaç, 1976).

Topaz.. (Yay burcu taşı)
Çesitli renklerde bulunur. Şeffaf ya da yarı-şeffaf olabilir.
PSİKOLOJİK ETKİLERİ
Turuncu renkteki topazlar; cesaret, nese ve hoşnutluk duygularını kuvvetlendirir.Şeffaf topaz, ruhsal bakımdan gelişmeye yardımcı olur. Bilinmeyene karşı kişiyi yüreklendirir.
FİZİKSEL ETKİLERİ
Zihin karışıklığı ya da kan dolaşımı bozukluğu nedeniyle ortaya çıkan uykusuzluk problemlerinde, boyun bölgesinde kullanılan topaz; zihni sakinleştirir, bedeni gevşetir ve böylece onu kullanan kişinin gün sonunda dinlendirici bir uykuyla uyuyabilmesini sağlar.

Ametist taşı.. (Oğlak burcu taşı..)
Rengi sarı-yeşilden mavi-yeşile değişen feldspat. Ender de olsa şeffafları bulunabilir.
Menekşe ya da mor renkli olan kuvars kristali. Mor yakut ya da mor necef de denir.
PSİKOLOJİK ETKİLERİ:Bulunduğu çevredeki olumsuz enerjileri temizleyip dönüştürür. Sadece odanın herhangi bir yerinde durması bile olumsuz enerjileri toplayıp pozitif enerjiye dönüştürmesi için yeterlidir.
Kişiyi rahatsız eden takınaklı düşünceleri uzaklaştırıcı ve yatıştırıcı bir etkiye sahiptir. Koyu mor ya da çok açık renkli olan ametistler en güçlü enerjiye sahip olan ametistlerdir.
Uykusuzluk çekenlere iyi gelir. Eğer uykusuzluk sorunu yaşıyorsanız; ametisti yatmadan önce bir süre elinizde tutun ve sonra yastığınızın altına koyarak yatın. Sorununuzun nasıl düzeldiğini göreceksiniz.
Enerji dolu bir taş olduğu için çoğu insan üzerinde canlandırıcı bir etkisi vardır. Sürekli üzerinizde taşıyabileceğiniz bir taştır. Yaydığı enerji her zaman size fayda sağlar ve olumsuzluklardan korur. Özellikle düşman tavırlı insanların arasında bulunacağınız zamanlarda bu taşı üzerinizde bulundurmaya gayret edin. Böylece sadece pozitif enerji alacağınızdan emin olabilirsiniz.
Enerjisinin odaklandığı kişide uyum ve denge oluşturur. Yaydığı enerji doğrudan sinir sistemini etkiler. Ancak ciddi bir kişilik bozukluğuna sahip insanlar bu enerjiyle uyuşamayarak, onu rahatsız edici bulabilir.
Pembe kuvars ile birlikte kullanıldığında aklı güçlendirir ve kalbi korur.
FİZİKSEL ETKİLERİ:Göz hastalıklarına, alerjiye, baş ağrılarına ve kalp rahatsızlıklarına iyi gelir. Negatif elektrik yükü taşıdığından dolayı; bedendeki fazla elektrik yükünü toplayarak beyin gücünü yükseltir.


Akuamarin.. (Kova burcu taşı..)
Zümrüt gibi, beril grubunun üyesidir. Deniz suyu (yeşilimsi), mavi ve sarımsı renklerde bulunur. Şeffaftır.
PSİKOLOJİK ETKİLERİ:Bereket ve uğur taşıdır.Cesaretinizin kırıldığı, emeklerinizin boşa gittiğini hissettiğiniz anlarda, akuamarin sizi yüreklendirir ve güveninizi tazeler. Beden ve zihin ilişkisini güçlendirerek, sezgileri kuvvetlendirir. Kendisini taşıyan kişileri negatif enerjilere karşı korur.
FİZİKSEL ETKİLERİ: Solunum yolları rahatsızlıklarına, astım ve tirotid bezi rahatsızlıklarına iyi gelir.


Kan taşı... (Balık burcu taşı...)
Tabiatta ender olarak bulunan bir çesit hematit taşıdır. İnanışlara göre bu taşın para getirdiği söylenir.
PSİKOLOJİK ETKİLERİ
Kişinin sıkıntılarını sabırla atlatmasına sebep olur. Hiç bitmeyecegi düşünülen sıkıntılı dönemlerde, ve umutsuzluğa kapılınan anlarda kişiye dayanma gücü verir. Mücadele fırsatlarının farkedilmesini sağlar.İnsani zayıflık ve cesaretsizlik duygularından kurtarır. Kendisini taşıyan kişinin kendisiyle ilgili duyduğu kuşkularını yoketmesine yardım eder.Engellenme duygusundan kurtarır. Anlayışı ve hafızayı kuvvetlendirir. Zihni karmaşık düşüncelerden temizler. Duygusal ve zihinsel engelleri ortadan kaldırır. Para getiren bir taş olduğu söylenmektedir.
FİZİKSEL ETKİLERİ
Hafızayı güçlendirir.


Ay taşı...
Yari seffaf, grimsi ya da süt beyaz renklerdedir. Isik kaynagina karsi tutuldugunda mavi-beyaz piriltilar yayar.
PSİKOLOJİK ETKİLERİ
Aytaşı, kişinin duygusal gerilimden kurtulmasına ve duygularini kabullenmesine yardımcı olur. Aşıriı tepki verdiginiz ve endişeli oldugunuz durumlarda aytaşı sizi dengeler ve diger insanların hislerine karşı duyarlı olmanızı sağlar.İnsanlarla aranızdaki şefkat ve sempati duygularını karşılıklı olarak artırır ve kendisini taşıyan kişiye sempati kazandirir. Duygusal dengeyi saglar ve egoya karşı iyi gelir. Sezgileri ve iletişimi kuvvetlendirir.Yıldızı düşük olanların taşıdır. Nazara karşı etkilidir. Sevgililerin daha ihtiraslı olmasını saglar
FİZİKSEL ETKİLERİ
Kramplara, bacak ağrılarına ve sırt ağrılarına iyi gelir. Oburluğa karşı faydalıdır.


Mercan...
Organik bir taştır. İlkel organizmalar olan mercan poliplerinin kireçlesmiş iskeletlerinden oluşur.
PSİKOLOJİK ETKİLERİ
Kişinin ruhsal anlayışını güçlendirir.Saflığın ve dengenin korunmasını sağlar. Aile içinde ve arkadaşlar arasında saygınlığın güçlendirilmesine yardımcı olur. Atılacak adımlarda bilinçli ve kararlı olmayı, olumsuz yargılamalara karşı güçlü olmayı sağlar. Onaylanmama korkusu ile girişilemeyen baslangıçlar için kişiyi yüreklendirir.Elestiri ve zitlasmalar ile karsilasildigi durumlarda kararliligin sürmesini saglar.Nazara karşı kullanılır. Konsantrasyon eksikliğini giderir.
FİZİKSEL ETKİLERİ
Başta sedef hastalığı olmak üzere, pek çok cilt hastalığının tedavi amacıyla kullanılır.Kalbi ve dalağı kuvvetlendirir.



Zirkon..


Asıl rengi kahverengi olup, kullanım için genelde ısıtılarak şeffaf ve renksiz hale getirilir.
PSİKOLOJİK ETKİLERİ

Duygusal dengeyi sağlar.Ruhsal olarak huzur ve sakinlik veriri.
FİZİKSEL ETKİLERİ

Zihni kuvvetlendirir. İnce ve kalın bağırsak hareketlerine faydalıdır. Uyumayı kolaylaştırır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder