Dikkat! Bu sayfadaki tüm girdiler turkcell ve isbankası aracılığı ile şahsıma sağlanmış e-imza ile korunmaktadır.

Beni koruyun!

Beni Koruyun

5 Şubat 2011 Cumartesi

Uğurlar olsun güzel insana...


Bu yazı biraz gecikmiş bir yazı oldu. Sanırım sürekli olarak yazamama özürü var bende. Gerçi insanın "içinden geldiği gibi yazma"sı daha güzel bence. Çünkü sürekli yazmak acayip bir bağımlılık oluyor insanda. Eh, hergün enteresan birşey bulamıyorum, ki benim yazım tarzım hayatımı ifade etmekse eğer, pek gündem konularını yorumlamamam bundandır.
Neyse, biraz moralim bozuk aslında. Hatta dün gece bu moral bozukluğum beni bile aştı diyebilirim.
Bunun ana sebebi saçlarımı kaybetmiş olmam. Normalde süsüme pek düşkün değilim, yani şöyle ifade edeyim, biryere gidiyorsam çok güzel giyinir, makyajımı yapar, saçımı 230 derecede düzleştirirde çıkarım evden. Bunu kendime vazife edindim çünkü sümsük olmaktan hoşlanmıyorum. Ama bakkala çakkala gidiyorsam bunun bi önemi yok. Günün her saatinde pijamalarımı geçirip çıkabilirim evden. Öyle bi yatarkende makyaj yapayım havasında değilim yani.
Neyse, dün sabah yataktan kalkarken saçlarımın kafamın üstüne yapıştığını farketmemle sinirimin oynaması bir oldu. Bir kaç ay önce bir hışımla boyadığım siyah saçlarımı oryelle tekrar sarıya çevirdiğim için afedersin saçımın ağzına sıçtım. Kestirdim biraz olmadı, saç kremlerine servet ödedim olmadı. Olmadı olmuyor derken dün saçımı bir türlü tarayamadağım için kafayı yedim. Önce ablama gittim. Kuaförüm ablama çok yakın. Biraz takıldık dedikodu yaptık.
Bunun görümcesi biraz salak bir tip. Kızın beyni magazin forever. Ülkede ne kadar marjinal tip varsa tanır. Tanımakla kalmaz, biz onun kadar ibibik magazinci olmadığımız için bizi aşağılama yoluna gider. Cahillikle suçlar vs. Bende aksine magazinle alakasız biriyim. Tek sayfa magazin okumam. Kim nerde takılır, ne yer ne içer, vücut ölçüleri nedir, hangi parfümü sıkar, ne giyer ne alır bilmem. Pek bilmekte istemiyorum. Zenginin parası fakirin çenesini yorarmış. Banane kardeşim adamın giydiği donun markasından. Her neyse, ablam yaklaşık 4 yıllık evli. 4 yıldır bu aptalın bizi magazinle bilgilendirip bilgilendirip sonundada "ayyyy ne cahilsiniz, niye takip etmiyorsunuz" laflarıyla uğraşırız. Görüşmemek gibi bir lüksümüz yok. Hatunu senede 2 kez görüyorum koca sene yetiyor, ablamı düşünmek bile istemiyorum. (Hoş, hatun internettende yetiyor canıma) Bu hatun magazin izleye izleye beyinsiz oldu. Evlilikten konuşurken ciddi ciddi oturup, zengin koca bulacağını, evinde hizmetçileri olacağını falan söylüyor. Hani çok çok güzel bir kız olsa anlarım ama değilde yani.
Ablam Defne Joy'un ölümü hakkında konuşurken bu kızla, Defne'nin ölüsünü dirisini eleştirmişler ailecek.
Şimdi, aslında ben bu ölümle alakalı hiç birşey yazmamaya kararlıydım. Ama hem çevremde, hem gazetelerde öyle saçma sapan şeyler okudumki, o kadar canımı sıktı ki bu mevzu anlatamam.
Bütün dinci geçinip, genç bir kızın başka bir adamın evinde ölü bulunması hakkında yaptıkları eleştirilere giydireceğim.
Başta Serdar Arseven, bu konuda büyük ayıp etmiş. Eeee bir dakika şimdi, bu adam vakit yazarı müslüman geçinen bir adam değil miydi?
Serdar Arseven'e ithafen,
Hz. Aişe validemizden rivayet edilen bir hadisi şerifde Peygamberimiz (sav) "Bir arkadaşınız öldüğü zaman onu bırakın, onu gıybet edip ayıplamayın." buyurmuştur.(Ebu Davud, Sünen, Edeb, 49, c. IV, s. 275)
Abdullah b. Ömer'den rivayet edilen bir hadiste de "Ölülerinizin iyiliklerini, güzelliklerini anın ve kötülüklerini sarfı nazar edin." buyurmuştur. (Tirmizi, Sünen, Cenaiz, 33, c. II, s. 215; Ebu Davud, Sünen, Edeb, 49, c. IV, s. 275.)
Mevlananın ünlü sözü derki,
Başkalarının kusurlarını örtmede gece gibi ol.
Ben şöyle öğretildim, insan başkasını öldükten sonra eleştiriyorsa ben ona insan demem, fesat derim. Sen ölünün arkasından bir anasına sövmediğini bırakmıyorsan bu iş değil. Büyük günah işliyorsun farkında değil misin ey müslüman? O insanın cevap verme hakkı yokken hemde... Hem ayrıca bu nasıl din dostluğu? Bu nasıl bir paranoya sizdeki anlamıyorum. Özel hayat gizliliğini geçtim, insan ölünün arkasından bu kadar karalama yapar mı?
İnsan, günahıyla sevabıyla insandır. O insan öyle büyük bir iyilik yapmıştır ki, bütün günahlarına kefaret olur. Onun takdirini yaradana bırak, elin kadınını cehenneme sokmak sanamı kalmış gerizekalı?
Ona kalmış evet... O öyle zannediyor.
Şurada eşinden gelen açıklamaları okuyabilirsiniz ayrıca.
Belki kadın barda hastalandı, belki reklam olmasın diye hastaneye gidemedi, belki o an o kafayla o kadar düşünebildi. Belki, belki... O an ne düşündüğünü Defne bilebilir. Oda sırrıyla öldü gitti. Ölüye bir fatiha, bir yasin göndereceğine, afedersin argoda bir tabir var .rospu karı gibi sağda solda büzük büzük konuşuyorsun. Senin canına bir ot tıkar rabbim, birdaha klavyenin enter tuşuna basamazsın.
Bunlar dinden imandan bahsediyor ya abi gerçekten bombalamak istiyorum bu herifleri. Çok sinirime dokunuyorlar. Acayip deliriyorum. Ne şuursuz insan bunlar, birde "aydın yazarlar" ünvanı falan veriyolar bunlara. Aydına bak aydına.
Hele hıncala hiç girmiyorum. O daha değişik bir cahil. O yaşa gelmiş ama edep namına bir zerre edinememiş. Yazık yaşına, ünvanına yazık...
Siz Defne'nin ne yaşadığını asla bilemezsiniz.
Ben Defne'nin bu kadar düşüncesiz davranabileceğini zannetmiyorum. O kadar hayat dolu bir kızın bunları ölüsünün arkasından işitmesi ne acı. Millet olarak günah işliyoruz bu sefer, kişiseli geçtim.
Allahtan rahmet, peygamberimizden şefaat diliyorum. Umarım rahat uyur, varsa günahı affedilsin inşallah.
İşte bu kadar. Bunu söyleyip susmak bu kadar mı zor?
Bizim milletimize dedikodu olsunda ne olursa olsun.
İşte bu ablamın görümcesi mevzusuda bu Defne olayından sonra içimde kıza karşı tarifi imkansız bir acıma, bir tiksinmeye sebep oldu. Sofrada yemek yerken (nimet ağzındayken) Defne'nin ölümü hakkında, "İşte ne işi varmış elin herifinin evinde, üzülmeye bile değmezmiş, zaten müslümanmı hristiyanmı belli değilmiş" vs. vs... Hatırladıkça suratına kusmak geliyor içimden. Ablam susun, öldü kadın dedikçe konuşmuşlar.
Ablamdan çıkıp kuaförüme gittiğimdede aynı şey oldu. 3-5 kadın birleşmiş Defne'nin kocasını aldattığını düşündükleri evde geberip gittiğinden (dilleri kopsun) bahsediyorlardı. Üstelik saçı kesmeye "besmele" ile başlayan insanlar yapıyor bunu.
Çok ayıp çok...Allah bir tokat savurur, o eleştirdiğin şeyin bin beteri olursun. Sus!
Buda ona içimden gelen sözler,
"Sen, hiç birşeyi duyma, görme, çünkü duyup görseydin zaten ölürdün. Sen sevdanın rengiydin, usta bir oyuncu, şeker bir sunucuydun ama önce insandın, herşeyden önce.
Sabahın köründe, milyonlarca seni tanıyan insandan sadece biriydim ölümünü duyunca hüngür hüngür ağlayan. O kadar inanırımki -allah sevdiği kulunu erken alırmış- tezine, hep okudum arkandan... Hala inanamıyorum, sanki bir süper peri dizisinden fırlayacakmışsın, -şaka yaptım lan size- diyip stüdyolarda zıplayacakmışsın gibi hissediyorum. Allah herşeyi kararlar. Eminim herşeyin en hayırlısıdır bu.
Mekanın cennet olsun adı gibi güzel insan..."


Neyse, ben günün sonunda saçıma kıydım. Kuş gibi kaldılar. O yüzden fena halde sinirim tepemde hala. Sarı saç uğruna saçım omuzuma kadar kısaldı. Saç boyatmaya bir süre ara vereceğim. Hatta elimden gelsede eski rengime dönebilsem keşke.

6 yorum:

  1. ben bi aralar durmadan rengini bi açıp bi koyultuyordum saçımın. sonra baktım saçım rahmetli olma yolunda emin adımlarla ilerliyor. kumral yapıp bıraktım orda. daha da ellemiyorum. ellersem de aynı renge boyuyorum. marcinallikten uzak duruyorum :P
    kökü sende uzar yine dicem ama pek bi moral etkisi yaratır mı bilmiyorum :/
    defne joy içinse düşündüklerimi biliyorsun. bazen insanların ağızları torba olsa da büzebilsek bi daha hiç konuşamasalar diyor insan :(

    YanıtlaSil
  2. Gerçkten mahfoldu saçlarım. Belime kadar sarıydı ve çok sağlıklıydı. Bi anlık buhranla siyaha boyarsan olacağı o :)))
    Neyse artık, kalan sağlar bizimdir :)
    İnsanlar ise, bir gün bu tarz şeylerin başlarına gelebileceğini bilmiyorlar yada anlamıyorlar. onlar için çok üzülüyorum. Ne diyimki..

    YanıtlaSil
  3. Ya ben saçlarım kesilince sanki kafam kesilmiş gibi üzülüyorum... :(
    Ama şu boyalar, oryaller, düzleştiriciler yüzünden de mahvoldu saçlarımız gerçekten... Kuaföre ucundan kes diyosun, çok kırılmış bilmem ne diyerek ana avrat düz gidiyo saçına... :/

    YanıtlaSil
  4. Ben mutluyum aslında. En azından eskisi gibi elimde kalmıyorlar artık. Birde benim saçım çabuk uzar, şimdiye kadar yarım santim uzadılar :) Yaza kadar yine belime inerler yani :)
    Kestirince daha sağlıklı uzuyorlar birde...

    YanıtlaSil
  5. Ben bi 6 sene platin neredeyse belime kadar saclarla gezdim ortalıkta sonucu ne mi?
    O eski gür kıvırcık saçlarımın yerinde şu an 3 tel sümsülük,dalgalanırken bile biri ayvana biri tayvana takılan omzumdan 3 cm fazla uzarsa kırılarak geri kulak hizama geri donen zavallı bir küme...
    Aman uzak durun ben yandım siz yanmayın.:(

    YanıtlaSil
  6. Ben hiç platin yapmadım, hiçte sevmem. Çünkü hep oryelle açmak zorunda kalınıyor. Saçlarım şuan çok güzel uzuyor ve çok seviniyorum :)

    YanıtlaSil