Dikkat! Bu sayfadaki tüm girdiler turkcell ve isbankası aracılığı ile şahsıma sağlanmış e-imza ile korunmaktadır.

Beni koruyun!

Beni Koruyun

12 Ekim 2008 Pazar

Allegria

Günaydın güzel ülkem.
Nedense biraz başım ağrıyor bu sabah. İlginç ve oldukça endişeli bir güne başladım. Endişemin kaynağını henüz çözemedim. Ama başım zehir gibi ağrıyor.
Çamaşırlar yıkanacak, asılacak, kurutulacak. Odayı toplamak lazım. Saça başa şekil vermek lazım. Üniversiteli hayatı ne kadar zormuş demekten alamıyorum kendimi.
Birde duygusal kaoslar varki, onlar dahada korkutucu şuan gözümde.
Yakmışım sigaramı, iznik gölü hemen sağ tarafımdaki pencereden hafif hafif görünüyor.
İçimde bir muzurluk duygusu almış başını gidiyor. Kıranderenin pis sineklerinden illallah dedik zaten. Kaloriferler deseniz, yansakmı, yanmasakmı diyedüşünüp duruyorlar.
Şimdi hemen yan yolda bir dizi araba görüyorum. Kaza oldu kanımca. 10 araba birden aynı anda kaza yapmaz herhalde.
Pardon pardon, gelin konvoyu gidiyor. Ah saftiriklerim, yaktılar başlarını...
Göle nazır evlilik... Ah ne güzel...
2 sene sonra görebilsem keşke şimdi mutluluktan çıldıran o çifti.

Bodruma gidesim var. İzmire yada...
Biri kapıma demet demet gül bıraksa diyorum. Hani bende sevebilsemde mutlu olabilsem. Çiçekler ziyan olmasın dimi..?

Ahh güneş.. Ne güzel parladın öyle...
Akşam üstü çıkarım belki göl kıyısına...
Şöyle derin bir nefes alsam hafif tuz kokulu gölde..
Göl tuz kokarmı demeyin ha! Bu göl kokuyor. Yosunları bilem var...
Uçsuz bucaksız sanki. Yüzerek kaç saatte geçilir acaba karşı tarafa ?
Ortasındaki batık şehride bulabilirmiyim ki uğraşsam ?

Saçma!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder