Dikkat! Bu sayfadaki tüm girdiler turkcell ve isbankası aracılığı ile şahsıma sağlanmış e-imza ile korunmaktadır.

Beni koruyun!

Beni Koruyun

20 Temmuz 2010 Salı

Sevgili'ye




İnsan hep aynı olmuyormuş. İnsan hep aynı umutla bakmıyormuş dünyaya.
Evet söylemiştin biliyorum, sende biliyorsun aslında. Bakışlarımızdan konuşamadıklarımızı bugün anladım. Birbirimize popomuzdan bahaneler uydururken farketmemiştim oysaki. Bugün, tamda bir kaç saat evvel öylece baktım kaldım hayata. Sanki görüntü dondu, sanki yaşantım öylece kaldı. Benim hep ulaşılmaz ideallerim vardı, yeteneklerimi gözler önüne serme çabam, dışarıdaki hayata akamama endişem, sosyalleşme çabam... Benim hep birşeylere dahil olma çabam vardı ister istemez, yalnızlığı sevdiğimi iddia etsem bile, ikimizde biliyordukki, ben asla bir başıma kalamayacak kadar korkaktım.
Çok terbiyesizce olduğunun farkındayım. Kendimi hep o anda buluyorum. Kendimi hep o sabahın köründeki sahnede buluyorum kaç gündür. Her noktasını yazabilmek isterdim, utanmadan, korkmadan, çekinmeden. Ama yapamıyorum işte. Ne istediğini bilip, bunu söyleyememek ne kadar zor, sen bunu hiç bilemezsin. Çünkü böyle bir tecrüben yok, olmayacak. Sen hep düşündüklerini söylerdin, gelip haykırırdın. Ben susardım. Benim bünyem susmaya alıştı. Bunu neden yaptığımı bilmiyorum. Çok yıprandığımın farkındayım. Elimden başka türlüsü gelmiyor. Sana sarılıyorum, içime çekiyorum, gözlerimi kapatıyorum. O suyun durgunluğu gibi dinliyorum seni. O suyu tek başımayken nasıl dinlediysem dinliyorum. İçindekileri ele vermeden sevdin beni, hala öyle seviyorsun.
Şimdi gelecek planları yapıyorum. İstanbul, İzmir, Ankara... Ve diyorumki, bekler mi beni? Yada tamda korktuğum gibi, bir başıma mı kalırım? Bir başıma ve savunmasız...
Elimde birşey kaldı. Daha alamadığım bir diploma, bir kariyer, bir yığın bilgi. Ama hiç biri gönlümdeki yarayı çözemedi. Hiç biri içimdekine derman olamadı.
O kadar perişanımki, anlatamıyorum bunu sana. O kadar içim acıyorki, bunu sana anlatamıyorum. Nedenini bilmiyorum, bilsem çözümünüde bulurdum... Bildiğim tek birşey var, artık kendimi iyice kapattım dünyaya. Yapıyorum, o kadar. Eskisi kadar düşünmüyorum artık hayatı. İçimden geldiği gibi... İçimin el verdiği gibi yaşamaya başladım. Sorgulamıyorum bile artık...
Bu nasıl birşey, çok iyi bilirsin.
Gel, o soğuk, buz gibi suya bir kez daha girelim birlikte. Bir kez daha dinleyeyim kalbinden geçenleri. Bir kez daha dinle kalbimi. Biliyorum, bakışların anlatıyor bana gerçekleri.
O zaman, gel seninle kuralına göre oynayalım artık. Belli kalıplarda olmasın. Ne istiyorsak onu yapalım. Tekrar girelim o sabahın köründe, o ilk ışıkların aydınlattığı buz gibi suya.. O kadar hasretmişimki sana... Tekrar nefes almak istiyorum suyun içinde seninle birlikte.
O yosun kokusunu, o deniz tuzunu bir kez daha hissetmek istiyorum.
Tamda istediğin gibi.
Her şey bitti. Her şey sona erdi artık. Seni sevmemin şerefine, kendiliğinden açılmış, yeni bir sayfanın başlangıcında...
Bu gece gelsen. Rüyamda otursan usulca. Sabaha kadar uyusan göğsümde. Çok sevdiğin gibi... Yatsanda kalkmasan keşke...
Özlemişim ben seni... Çok özlemişim...
Bunun adı kader.
İkimizin kaderi. İkimizin sonu acı veya tatlı. Hayat bizi boşuna aynı kalıba sokmadı. Ben acıya alışmayı öğrendim, sen sevgiye...
Şimdi bunu okuyabilseydin eğer, birşeyi anlamanı beklerdim. Ben seni normal insanların normal insanları sevdiği gibi sevemedim.
Artık hangi boyutta sevdiğimide bilmiyorum.

Resim: Kendi çekimim, Eşkel 2010

13 yorum:

  1. Bak şimdi üzüldüm valla.. Böyle adam methiye düzülmezki.Vagonlara bakar gibi otlar o adamcağız, lokomotif düdük çalar canhıraş.Şöyle poposundan at sineği ısırmışcasına uykulu gözlerle yeşilliklerden başını kaldırıp semizotu çiğnercesine yarı kapalı göz kapakları arasından bu da ne ola ki bakışıyla bön bön.......Aman devamını yazmayayım adamın uyuntuluğundan bana da uyku bastırdı çünkü..MöööÖÖÖÖö.. :))

    YanıtlaSil
  2. Tencere yuvarlanmış kapağını bulmuş denir ya.. Fakat tencerenin bir tarafında türlü türlü yemekler, lezzetler..KAPAĞI NE İŞE YARAR BİR DÜŞÜNÜN DERİM. O binbir çeşit lezzet,çeşni ile tencerenin DOLU TARAFINI sadece kapatmaya.. Bu size yetiyorsa (kadın kısmısı ERKEK OLSUN ÇAMURDAN OLSUNA RAZI ZATİ) aşk'ı kendi kendinize yaşamaya devam edin derim.. Sonunda 3 çocukla(başvekilin emri aman bana uymaz derseniz silivriye gidersiniz hemen yapın)30 unda yergiler düzerek leyla olarak mecnun olduğunuza ortada kalıvermenin derd-ü.............Kaderim buymuş neyleyim (başbakan zonguldak kömür işçilerine demişti ya,"Kaderleri bu, öleceklerini bilerek oraya giriyorlar.Biz ne yapalım yani (girmeselerdi demek istiyor)"..kaderciliğimizi suçlamamız meşhurdur bizlerin.Kat'a bizim hatamız yoktur hakim bey, ahanda şu kader olacak zat yokmuuuu, herşey onun yüzünden başıma geldi de ben garip aşık,leyla.....Şarkının sözleri hoş, dinleyin.Sevgiyle...

    http://www.dailymotion.com/video/xbusbw_candan-ercetin-kader_music

    YanıtlaSil
  3. Kul kurar kader gülermiş
    Bazı hikayelerin sonu mutsuz bitermiş
    Ama kadere inat insanoğlu hayal kurmaya
    Yazgım değişir diye inanmaya devam edermiş

    İnsanız bir anlam ararız yaşamak için
    Ait oluruz sahip oluruz yada olamayız

    Hesaplar yaparız sonumuzu bilemeden
    Dünyalar kurarız dengimizi bulamadan
    Acılar çekeriz hesabını soramadan
    Yeminler ederiz tutamadan
    Çeker gideriz

    .....................Candan Erçetin..

    YanıtlaSil
  4. Şarkının sözlerinin tamamına katılmıyor isem de.. Kaderini kişi çizer çünkü vereceği kararlarla ve çoğu hikayenin sonu mutsuz biter(bazılarının değil). Ve çekip giden erkektir(sorumsuzluk abidesi olduğundan). Kadıngücünü ve sevgi saçanın kendisi olduğunu bir bilebilse sevgi aramak yerine.. Sevginin kaynağı sizsiniz, ailenizdeki sevgisizlik veya sevgi çokluğu sizi yolunuzdan şaşırtmadan bunu bilesiniz. Genetik kodlarda hata aramadan yeniden dizayn olabileceğinizin farkında olarak... Ne yazık sözcüklerde ne kolay bunları söylemek, insan kendisini yeniden dizayn nasıl edeceğini bilemiyor. İşte olmak ya da olmamak (to be or not to be) burada... Yaşadıkça, keşkelerin pişmanlığında bir hayat şekillendirmemiz var. Bu sözlerde unutulmaya mahkum o halde..... :)

    YanıtlaSil
  5. Bu şarkıyı evirip çevirip dinliyorum günlerdir, üzerine geldiniz.
    Ve birde şuan sayfaya girdiğinizde dinlediğiniz... Kaç sene önce biyerde duymuştumda deli gibi arayıp bulamamıştım. Bugün öylece çıktı karşıma... Beni uzun uzun ağlattı.
    Ne diyor Leman abla...
    Gözlerini eksik yaşanmış bir bahar gibi kullan.

    Gülüşünü as intihar koğuşlarına,

    çelimsiz ruhlarda, erken yağmurlar birikir,

    nasılsa taşra hep hazırdır aşka..

    üzülme,

    sakın dönme kendine.

    tesellisi ol cehennemin,

    cehennemin son meleği ol.

    NASILSA TAŞRA HEP HAZIRDIR AŞKA..

    O yüzden bizim buralarda nedense hiç sorgulanmıyor aşkın karşılığı. Neyle yetinilecekse onunla yetiniliyor. Aptalca olduğunu biliyorum. Belki daha az sevseydim önceki ayrılışımda birdaha asla ağlamazdım onun için ve geri dönemezdim asla. Ama yaptım. Bunun adı her ne kadar salaklıkta olsa, ben bunu yapıyorum...

    YanıtlaSil
  6. Taşralıyım. Fakat 40 yıl öncesinin taşralısı kadın-erkek saf romantizm etkisinde masum aşklar arefesindeydi.. Kadın hala o yıllarda mı kaldı bilemem? Erkek taşralıktan çıkıp haşin delikanlı olma yolunda çoktan çok şey kat'etti(Nuri Alço abileri artık fazla masum kaldı yanlarında).Çağımız aşk çağı değil ne yazık. Keşke 40 yıl önce gelseydiniz! Gelememiş olmanız evet bu bir kader, buna itirazım yok çünkü bugün ya da 40 yıl önce doğma şansınız sizin elinizde değildi ama salaklıkla-kendinizin farkındalığı(bilinç) arasındaki yol ayrımında karar kaderin değil sizin elinizde diyorum.. Sevgiyle.

    YanıtlaSil
  7. Leman Sam'ın kendi hayatında atlattığı badireler size yaşanmamış yıllarınız (gelecek günleriniz) için bir fikir verebilir. Aşk tek başına yaşanılan birşey (aşk iki kişiliktir lafına sinir olurum). Erişilmeze, yüceltilmişlere biz koyarız iki paralık sefil ruhları, bu bir aldanışsa geçici bir körlükse adını doğru koyalım bir HASTALIKSA, merhemi devası kendimiziz. İlla yüzümüze bir tokat şaklamadan, kaynar su boca edilmeden bir biçimde kendimiz uyanmalıyız o rüyadan. Aşk ve sevgi başka şeylerdir bilirsiniz...... Yaşınız genç, acele etmeden biraz daha olgunlaşmayı beklemenizi tavsiye ederim.Herşeyi başka bir pencereden daha sağlıklı göreceğiniz günler o günler olacak!!!

    YanıtlaSil
  8. Belkide... İnanın şuanda hiç birşeyi silip, hiç birşeyi başlatıp, farklılaştırıp, yenilemeye kuvvetim yok. Hani tabiri caizse eğer, herşeyi gittiği yöne bıraktım. Çünkü birşeylere yön vermek artık canımı sıkıyor. Hiç birşeyi kontrol edemem tek başıma.Bunu yapmaya çalıştığım her an ben beni kaybettim. O yüzden sadece zaman... Sadece zaman... Herşeye zaman... Zaman bana ne verirse onu kabul edeceğim. Belkide sadece bir süreliğine...

    YanıtlaSil
  9. ben de üzüldüm zapere gibim :p

    YanıtlaSil
  10. ""zey0zey
    24 Temmuz 2010 16:27
    ben de üzüldüm zapere gibim :p"""

    Aman da aman gözlerim yaşardı,üzüntünüzün üzüntüsüne tercüman olduğumdan.....!!!

    YanıtlaSil
  11. Bende sana üzüldüm. Bil bakalım neden?

    YanıtlaSil