Dikkat! Bu sayfadaki tüm girdiler turkcell ve isbankası aracılığı ile şahsıma sağlanmış e-imza ile korunmaktadır.

Beni koruyun!

Beni Koruyun

12 Mayıs 2010 Çarşamba

İnşaat? Mimari? Amele? Hayır kızım, sen Restoratör olacaksın...


Çok yorgunum, çok yorgunum, YORGUNUMMMMM!!!!
İğrenç gergin bir gündü. Harç yapıp sıva döktüm ben ya... İnşaat amelesine döndüm ben yaaaa...!!! Bu ne iştir hemşerim diye soracaksan, sor, kabulümdür, ama anlatması biraz zor işte.. Ben bile ne haltın içinde olduğumu çözemedim daha.
"3 yapıştırıcı 1 kum, 3 yapıştırıcı bir kum, üzerine su dök, e dök abi böm böm bakmasana suratıma! Kumraaaallll, hadi yavrum maşrapayı getir, güzelim, hani kovalar nerde, boşunamı yırttım kıçımı bir saattir, Kumraaaaaaalllll!!! anam hadi ama nerde kaldı süpürge, e kızım hadi yaydır o harcı zemine, elindeki hamur leğeni değil harç kovası, iyice sür iyiceeee!! Kumraaalllll... Koş yavrım koş, hadi tut şu hortumu yapıştı harç kovaya, elini sokma, tırnakların dolacak, akşam yemek yerken içinden dışından kum ayıklıycaz, püskürt o suyu tazdik yap biraz, ama sende kız gibi davranıyosuuunnn, aaa!!!"(Emirleri veren kankam)
Lan aygır yavrusu öküz, ben zaten kızım be!
Bir kız çocuğu bu işten ne anlar.
Yaaağğğniiii... Yangın var içimde, imdaaaatttt!!
Açıkçası bugün ne halt ettik, bende şu beynimde habire dönen duran cümleler dışında bişey anımsayamıyorum. Yok yani, arada bişeyler kopuk kopuk, böyle görüntülerde silüetler var, sürekli yürüyorum, 3 tane atölye arasında sürekli elimde kovalar, maşrapalar, bidonlar bişiyler... Ara sıra bizim naci hocaya tosluyorum. Gevrek gevrek gülüyo oturduğu masasından... Beni boyalıca köyüne 15 bileziğe veriyo, başlık olarak 15 bin tl cebe indiriyo, sonra tekrar gülüyo... Ben istememde, narlıcadan buldum kocada diye inildiyorum, sonra sanki bütün hoclar başıma üşüşüyo,, boyaağğğlıcaaaaaa...BoyağğğlıcAAAĞĞĞĞ diyerekten...
Bu olayların geçtiği yer, Uludağ üniversitesine bağlı bir Meslek Yüksek Okul... Pehhh...
Çok ACIMASIZCA!! Bu okulda kızlarla erkekler eşit... Belli olmuyomu, yani bi inşaat amelesiyle eşit güce sahip oldum. Ahaaa haaa haaaa hahhhh!!!
Eşit olmayan bir dünyada, kocamın dizinin dibinde, 24 saat yemek pişirmeye razı oldum bugün. Feminist düşmanı oldum abi, manyakmısın, otur oturduğun yerde, olmuyo öyle bürolarda, klimaların altında kıçını yellendire yellendire çalışan hanımlar... Alın size adalet.
Bigün o feminizm yanlısı zırtapozlara bizim atölyede harç kardırıp sıva yaptırcam. O gün feminizme son nokta konmazsa bende saçımı kızıla boyatıp, bursanın göbeğinde göbek atmazsam banada kumrall demesinler...
Kadınlar, genç bayanlar, kızlaarrr... Oturun evinizde kurban olam! Hava odamda 30 derecede, minibüste nem oranı yüzde yüz, atölyede toz oranı havayı bastırdı, MERHABA oksijensiz hayat, kendimi 2100 e alıştırıyorum.. Hani beynimede toz kaçmış olabilir. Giderek dengesizleşiyorum ben.
Öyle işte... Sıcaklar bastırdıkça geriliyorum. İlkbahar güzeldi ne biliyim, hafif serin rüzgar, yeşeren otlar, yağmur arkası toprak kokusu...
Hayallerrr... Bitti o ilkbahar sevişilesi ayları. Şimdi terlemek zamanı. Bol bol su iç, toksin at, her yerin ekşi koksun, yada sen günde 5 kere duş al, su parası girsin en sağlamından. Yağmur ormanlarında yerleşim merkezi varmı bilmem ama, varsa ben gönüllü gider, vahşi doğayla savaşırım. 4-5 ay sonrada memleketime dönerim. Orda harç yapmaya gerekte yok lan ne güzel. Harç yerine ağaçları katledip kendime bir orman evi inşaa ederim, zaten bu gidişle okul bitince inşaat, mimari, restorasyon alanında uzman olacağımdan sorun yok.
Ne diyorum ben ya :(
Biri kafamdan aşağı buzlu su dökemezmi allah aşkına?

(Bakınız resim, ben artık rüyalarımda bile o taşların böğründe uzanıp renkli rüyalar gördüğümü zannediyorum...)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder