Dikkat! Bu sayfadaki tüm girdiler turkcell ve isbankası aracılığı ile şahsıma sağlanmış e-imza ile korunmaktadır.

Beni koruyun!

Beni Koruyun

3 Eylül 2008 Çarşamba

Bu gün orda cumartesimi ?


Merhaba sevgili okurlarım..
Uzun zaman olmuş bu sayfayı açmayalı..Uzun zamandır açmamışım kendimi eskisi gibi...
Ne oldu..Ne bitti...
Üniversiteyi kazandım nihayet...
Yollar çok uzak olmasada, hani o rayların derin izleri gibi acıtıyor içimi aşılacak yollar..
Dün gibi aklımda..
Gidesim gelmişti yığıp anıları ardıma..
Belkide kimseyi düşünmek istemeden gidecektim bir yerlere..Çılgınlıktı bu!
Yapmadım..Allah o fırsatı vermedi bana ve kaldım..
Nihayet asıl gidilmesi gereken yer şimdi önümde ve sanırım gidiyorum ufak ufak..
Pek tabii onca koşturmacanın arasında herşeyi salıverdim bir kenara..
Yinede kocaman, koskocaman bir huzur oturdu üzerime..
Çok ama çok heyecanlıyım şimdi..
Birşeyler beni bu gece yine güzel bloguma gelmeye zorladı..
Geldim..
Yine ikinci sevmeler sardı beni..İkinci sevgiler..
Mutluluk nerede diye soruyorum kendi kendime..





Gittiğin yer bakışların kadar uzak olmasa Gelirdim dön, dön diyebilmek için Ayrılık bu işte sende sanki farklı mı zaman Bildiğin sonbahar bu aynı rüzgar aynı hazan Şimdi yaralı olsa da o düşe anlam katan Bizdik bizdik ikimizdik Bugün burada Cumartesi Ben senin saçlarını, suçlar bakışlarını, geveze susmalarını bile özledim Bugün orda da Cumartesi mi Sen de beni benim gibi özledin mi Aynalardan kaçarken özlenmeyi beklemek Ne kadar acı Ne kadar komik Ve ne kadar bana ait Değil mi??

O suçlar bakışları iyi biliriz...İsteyipte söylenememiş o kadar cümle vardır ki ardı ardına dizilmiş..
Bir gün umutsuzca geri dönüleceğeni bildiğimiz halde susmaya devam ederiz...
Hiç çıkmaz isyanlarımız ağzımızdan dışarı..
"Sus" yaşamaktır bunun adı...
Gidilen yerler belki bir dost kapısı, yada mecbur kalınmış tek göz bir oda..
Ama genelde mecburiyetten ve belkide birazcık rahatlama arzusu..
Akıl geride, gözler hep uzakları seyrederken içten içe..Bir dost ani bir baskın yapana kadar dalınan uzaklara, yine, yine kendimizi geri getiremeyiz..
Bünye vücut neredeyse oradadır..Ama akıl kimbilir nerelerde..
İkinci sevmeler bahar açtırsada, her daim geride kalmış bir akıl..Bunu hep bilir yüreğimiz..
Ve düşünürüz..
Karşımızdakine ne hissettireceğimiz duygusu çepeçevre sarmalar bizi..
Ya anlamazsa hissiyatı sıkarda sıkar...
Karşımızdaki ilk kez sevmişse..O sızıntıyı bilemezse..
Ne olacaktır..??
Nasıl adanacaktır ruh ona..Nasıl hissettirilecektir bu duygu...
Durursun..
Düşünürsün..
Yalnış yapıyorum dersin, ve, çekilirsin...
Gidişler ve ikinci sevmeler kolay değildir..
İkiside sarsar seni..
Hayatın kısacık olduğunu gözünün önüne almazsın..
İyilik melekleri gibi karşı tarafı düşünmeye başlamışsındır..
Ve işte belkide yıllar sonra karşındakini daha çok acıtacak sahte gülüşler, yalanlar, yüze asılan bir maske..
Aslında amaç mutlu olsundur..
Ama iş amacından çıkınca, ve sen geri dönmeye kalkınca, özlemeye başlayınca birşeyleri, karşı tarafa yalan söylediğini anlatamazsın..
Anlatsanda, verdiğin mutlu etme çabasının, ve hatta gerçek olmasına rağmen, inandıramazsın..
İnanmaması kızgın olmasına oranla çook normal değilmi?
Çözüm mutlu olamaya çalışmamak değil, maskelemekte değil kendini..
Geri dönmeyi silebiliyorsan oyna bu oyunu..
Yoksa inanki anlatamazsın mutluluk oyununu...
Karşındakini tam tersine üzmek dışında hiç bir işe yaramaz..
Sevgilerimle....

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder