Dikkat! Bu sayfadaki tüm girdiler turkcell ve isbankası aracılığı ile şahsıma sağlanmış e-imza ile korunmaktadır.

Beni koruyun!

Beni Koruyun

4 Şubat 2010 Perşembe

İnsanları eleştirmekten vazgeçtim!


Eskiden bir paranoyam vardı benim. Sevgilisini aldatan, çıkmadan öpüşen, öylesine takılan insanlara boş kafalar gözüyle, sankim asılmaları gerekiyormuş gibi bakardım. Ah ne gam! Ben eskiden doğru dururdum. Ben eskiden entrika dolu hikayeleri ibretle izler, ders almayı bilirdim. Vah kumrall'ım ne hallere düştün be!

Beynimin her hücresinin içine etmiş o iki şahsiyete selamlarım olsun. Hepten çığrımdan çıktım ben.

"Karlı bir akşamda sevgi dolu bir yürek çarptı şehrin tepe noktalarından birinde. Öyle güzeldi ki sokaklar... İnsanın doya doya izleyesi geliyordu yolları. Sevilen, uğruna nelerin nelerin feda edildiği adamla hız yoksunu bir arabaya binildi. Kıyıda köşede bir tenhada uzun soluklu öpücüklere maruz bırakıldı beden. Adrenalinden kalp zorlandı. İnsan olmaktan çıkıldı. Ama yine de haykırılamadı bütün gerçekler. İşte o kadardı. 1 saate sığdırılmış dünyalar vardı gözlerde. Kaygan yolların ölüm korkusu vardı. Ama heryere gidilirdi o adamla. O güvenilen adama sarıldı genç kadın, bütün tehlikeleri unuttu. Bütün yaşanılanları aldı kolunun altına, bir çöp bidonuna fırlattı. Tekrar öptü, tekrar, tekrar... Yinede yetmezdi işte biliyordu. Bir zamanlar yaptığı şımarıklıkları hatırladı. Sevgi bolluğuna maruz kalıp terkettiği günü, o gün kıydığı o sevgiyi, herşeye son verişini ve kendini mahvedişini anımsadı. Sustu, gözleri doldu sarılırken. Ama ağlamadı. Ne sevgiliydiler ne arkadaş, ne sevgili olabilirlerdi nede arkadaş. Onlar adı açıklanamayan bir ilişkinin içindeyken birbirlerine sarılıp, önü kardan örtülmüş araba camını izlediler. Kadın bir günahkardı, erkek bir günahkar. Birbirini harcamış, harcamaya devam eden günahkarlar... İkiside adını koyamadıkları ilişkileri içinde kavrulup gidişlerini izliyorlardı. Ama geçmez denen zaman 1 saati 10 dakikaya çeviriyordu sanki. Birbirlerine her anlamda tutuklu kalmış, bir daha asla birbirlerine sahip olamayacaklarını bilen, asla istemeyecek olan, onlar değildiler, tamamen tekilleşmiş iki kişiydiler. Karlı bir akşamdı. Şehrin tepe noktalarından bir diğerinde sevgi dolu iki kalbin sesi duyuldu. Tanrılar gökyüzüne selam durup dua ettiler... İflah olmaz denilen iki kalp iflah olsun diye."


İşte böylece benimde "öylesine takılmalar"a karşı olan bütün tabularımı yıktım. Olabiliyormuş yani.

Artık eski sevgililerinin ağına düşen genç kızlara salak gözüyle bakmıyorum. Bana da eleştirdiğim herşey tecrübe olmasa dişimi kırıcam. Ağır olmaya başladı artık ama!

Bu akşam düşündüğüm diğer konuda aşkla ilgiliydi. Hayır duygusal modda değilim aslında. Karışık bir yaratık oldum son zamanlarda.

Bu bir ayda deli gibi aşık olan insanlar bunu başarmak için ne yapıyorlar merak ediyorum. Aşık oldukları insanları üç-beş ayda unutan insanları da merak etmeye başladım. Sonra böyle aşklar için intihar etmeye çalışan insanların ruh sağlığından şüphe ediyorum. Üzerine birden o bunalımdan çıkıp tekrar aşık olan insanlarıda. Ben bir kazmayı 1 senedir unutamadım be! Bir de hala deli divaneyim gözüm erkek cismini görmüyor. (bir başka kazmayı hariç :P)

Bir başka kazma demişken! Ahanda naptım biliyon mu? O bir başka kazma çok kanıma dokundu, inat olsun diyerekten gittim saçlarımı siyaha yakın bir çikolata kahveye boyattım :D Artık kumral değilim aslında ama olsun, kumral iyidir, güzeldir. Bu bizim bir başka kazma sarı saçı çok severdi aslında. Belki de 2 senedir onun için saçımı sarıya boyatıyodum. Ama noldu? Onun o sevgiliseverliği, o dostlukvari hali popisi sıkışınca devreye girdiği için tepem attı, onun sevmediği ne varsa yapmaya karar verdim ve saçımı siyaha yakın bir renge boyamakla başladım işe. Her gece kusar umarım beni gördüğü günden itibaren. Boynu altında kalasıca!

Gerçi herkes saçımın yeni rengine bayıldı. Evet daha bi ciddi, daha bi hoş oldu. Hem sarı saçın boku çıktı artık. Herken saçını kızılay tüp boyaları dağıtmış gibi boya allah boyattırıyo.

3 yorum:

  1. oyyy bloga bak temaya bak çok güzel be eski sarışın hatun, çok çok güzel :)

    eleştirdiğimiz şeyleri birgün bizde yaparız bu yüzden eleştirmek ilerde bize pahalıya patlar.

    sen güzel yazıyorsun ve aptal saptal sallamıyorsun, zevklisinde, neden daha çok gören yok burayı? gerçi şart değil, kişisel blog işte illa sosyal statüye kavuşması gerekmez.

    YanıtlaSil
  2. Bende isterim görülmesini fekat gelen gidiyo nedense :D kendimi ecünlü hissetmeye başladım, var bi cenabetlik :D

    YanıtlaSil
  3. samimi oluşun çok hoş insan içinden geldiği gibi yaşamalı gerçekten.kimseyi eleştirmeden bu çok önemli.ama yaşlanırken anlıyor işte.elinde başkalarının hikayeleri kalıyor çevresine anlattığı!ama sen anlamışsın sende iş var,devam.

    YanıtlaSil