Dikkat! Bu sayfadaki tüm girdiler turkcell ve isbankası aracılığı ile şahsıma sağlanmış e-imza ile korunmaktadır.

Beni koruyun!

Beni Koruyun

15 Nisan 2009 Çarşamba

Gizli


Uzun zaman oldu. Söz verdiğim yazıyı da yazamadığım gibi aslında içsel bir buhranın içinde olduğum için kalemimle küsüştüğümüzü bildirmek isterim...
Anlatılacak hikaye değil aslında. Karışık, yapmacık, sahte ve kararsız.
Bazen kendime dönüp diyorum ki, "kızım sana az bile, sen bütün bunları hak ettin"... Aslında bende herkesin yapacağını yapmıştım. Anlamsız karmaşalara girmeden, en kısa yoldan, kestirmeden gittim. Arkama bakmadım, bakmak istemedim. Geri dönmekten, bitirememekten korktum aslında. Her kadının yapacağı şeyi yaptım. Gururumu korudum... Aşkta gurur var mıdır sizce? Yoktur bana kalırsa. Bu aşk değildi. Bu bağımlılıktı artık. Ve giderek tehlikeli olmaya başlamıştı.
Giderek tehlikeli bir hal almaya başlayan başka şeylerde var. Ben imkansız bir aşkın peşine düşmekten hükümlüyüm. Kendime bile itiraf etmekten korktuğum, sürekli büyük bir görme ihtiyacı hissettiğim, artık tutkuya dönüşmeye başlayan oldukça tehlikeli bir iş... Karşılığı yok. Olamazda zaten. Olması saçma olurdu. Kendimi çekmeye çalıştım, kaçmaya çalıştım, tanıdık olmayan yüzlerle alıştırma yaptım kendi kendime. Olmuyor, olmuyor... Zaten nedense normal ilişkilerde hep arıza çıkarıyorum. İş yasak olana gelince maşallah hiç arıza çıkmıyor. Yasak olanda normale dönüşse ondanda sıkılırım ben. Normal değilim yani bu konuda.
Yargılanırım biliyorum. Bir iki kişi olmaz yargılayanlar. Bi çuval adam çıkar beni idam etmeye gelecek. O yüzden yüreğimi susturuyorum. Bu satırları yazdığıma bile inanamıyorum aslında şuan. O yüzdendir susuşum. İçimdeki saçmalıkları ayıklamaya çalışıyorum şu aralar.
Tipik salak kadın modeli şu karşında gördüğün.
"Eğer gelecek olsaydın, zeytin karası gözlerinle sevişir, sonu ne olacaksa olsun kendimi sana feda edip, dünya üzerinde var olmuş bu oyunu, tüm hayatım boyunca sürdürmeye razı olabilirdim. Biliyorum ki saçmaladığımı, biliyorum ki senin gönlün bir başkasında ve biliyorum ki aslında çok uzağımdasın...Yine de deniyorum. Yalnızlığıma alışmaya çalışıyorum. İlk defa gözleri denize ait olmayan, kasırga dolu bir adamla kendimi yakmayı deniyorum. Karanlığını seviyorum, yada içindeki ışığı. Veya gözlerinden bana akan matemi, yahut insanlığındaki mükemmelliği. Bunun adı aşk-ı memnu. Ve belki ben giderim önce. Yada sen bana gelirsin ben gitmeden. Uykusuzca karışırım sana. Sen bile şaşırırsın. Ve belki de itiraz etmeden sende bana karışırsın."
Çöz beni arapsaçı. Hahayttt...!!!

4-5 gündür hep aynıyım. Kafa dinleme modundayım. Sınav stresini yenme modundayım. Uyuyorum, uyanıyorum, yemek yiyorum, duş alıyorum, sonra tekrar gömülüyorum uykuya. Sınavlar iyi sanki. Yani eskisinden daha iyidir umarım. Buna vize tatili deniyor kim sorarsa. Ben saçmalamakta...
Biliyorum ağlama duvarına yazar gibi yazdım. Beni bu yazımda idare edin. Bi kaç gün sonra sağlam konularla döneceğim söz. Şimdilik bu hikayeden haberiniz yokmuş gibi davranarak benim için iyi bişeyler yapmış sayılırsınız.

1 yorum:

  1. bir yazımda yazmıştım ya kumral, bende arıza erkekleri seviyorum ve olmayanı oldurmaya çalışıyorum, normal; armut piş ağzıma düş bir aşk kadınlara göre değil, illaki bir error vermesi şart, kadınlar malesef hasta, sende, bende ...

    büyük aşk yaşıyorsun saygıyla eğiliyorum, aşk acı vermeli, keyfini sür acının

    YanıtlaSil