Dikkat! Bu sayfadaki tüm girdiler turkcell ve isbankası aracılığı ile şahsıma sağlanmış e-imza ile korunmaktadır.

Beni koruyun!

Beni Koruyun

13 Ocak 2014 Pazartesi

Söndürün Kalbimi

0 kişi izah etti
Bu, tarifi imkansız bir sancı.

İçinizde kaynayan bir kazan oluşuyor. Sürekli soran, cevaplar arayan, iradenizin dışına çıkan emirler yağdıran, sizi bile bile yürüten dikenlerin üzerinde... Hiçbir şeye mantıklı bir yaklaşımınız kalmıyor. Sürekli yorgun, sürekli aynı şeye odaklanan haliniz...Durmadan, aralıksız, kalbinizle sırtınızın arasına oturmuş, ağrıdan kıvrandıran, nefes aldırmayan, kabuslar gördüren, gecenin 4ünde uyandırıp hüngür hüngür ağlatan bir acı...

Ben bir kaç sene önce keskin hatlara sahip biriydim. Toplumun iğneli normlarına o kadar düşkündüm ki, insanları hataları için o kadar çok yargılardım ki...

İster evrenin hediyesi diyelim, ister Allah'ın cezası... Bildiğin doğruyu sana unutturuyor hayat. Şimdi yutuyorum söylediklerimi birer birer. Üstelik karşımdaki kötü biri olsaydı, derdim ki, hayatına bak Nilüfer! Yaşa gitsin! Sorma, sorgulama, anın tadını çıkar! Belki acı dahi çekmezdim, belki yılların acısını mutluluğa boğmayı başarır, kanayan yerlerimi iyileştirirdim. Öyle olmaması gerekiyor sanırım. Sanırım, bu yeni bir sınav. Mantığımın almadığı, gün be gün sürüklendiğim bir durum. Üstelik bir insanın kokusunu kolay kolay özlemem ben... Kolay kolay bakışlarını hatırlamam insanların. Kahkaları kaydetmez beynim. Kolay unuturum, kolay vazgeçerim, kolay silerim. Fakat şimdi, sanki biri kayıt düğmeme basmış, her şey bir top ipi yumağa sarıyor gibi. Nefes alışını kaydetmiş beynim mesela. Hani o ağrıdan ağlarken hastanenin önünde, başına göğsüne koyduğum an duyduğum sinirli kalp çarpıntısını kaydetmiş, etraf ne zaman sessizleşse onu duyuyorum hep. O aynanın karşısında akan makyajımı temizlemeye çalışırken aynanın yansımasındaki telaşlı yüzünü resmetmiş. Kafam, birdenbire canlandı. Kendini resetlemekten vazgeçti. Herşeyi alıyor hafızaya...

Nasıl baş edeceğimi ise hiç bilmiyorum.

Herkesin anlamasını bekliyor kalbim. Beynim, kimsenin anlayamayacağını anlayabiliyor. Beni susturuyor. Bu yüzden hep daha iyi olmaya çalışıyorum. Daha anlayışlı. Mantıken bu durumdan savaşsız çıkmalı. Kimseye zarar vermemeli. Ama her geçen dakika, zarar verdiğini bile bile yaşıyorsun. Başka yollarında var. Hemen kaybolabilirim mesela. Hadi diyelim ki güçlü çıktı, bulabilir, arayabilir. Yine de bir yolu vardır ondan kaçmanın derim. Döner yüzüne, ben seni kullandım, seni hiç sevmedim derim. İnandırıcı olabilir miyim? Diyorum ya, binlerce yolu vardır eminim kaçmanın ondan.

Bu benim zayıflığımdır mutlaka.  Evet, istersem mutlaka kader değişir ve mutlaka bir başkasının acı çekmesindense benim çekmem daha mantıklıdır... 

İnan yapabilmeyi isterdim. Çünkü kolay olmuyor. Biliyorsun. Ne yaşatacağını biliyorsun ve ne yaşayacağını da. Neler kaybedeceğini biliyorsun.

İlk kez, hayatımda ilk kez susmayı başarabildim. Sakin kalmamın bir nedeni var... Göğsüme oturan şey hareketlerimi kısıtlıyor çünkü. Hayır, maalesef ben o değilim. İnsanların gözlerine ve panik hallerine inanırım ben. Çünkü insan ya iyi bir tiyatrocudur ya da dürüsttür. Çünkü ben ağlarken kimsenin gözleri dolmadı bu güne kadar. Evet mutlaka büyük bir günahtır. Belki sırf bu yaptıklarım yüzünden hayatım boyunca mutlu olamam. Belki kullansaydı beni daha az acırdı diyorum ya. Nasıl ferahlarım? Bilmem. Bir arkadaşım bana, zamanla daha az acı veriyor, duruma alışıyorsun dedi. Buna alışabilirim belki. Ama bir gün gelip onu göndermek zorunda kaldığımda daha da ağırı oturacak içime.

Biliyorum bunları, farkındayım ne bok yediğimin. Çünkü evet, kendimden umudu keseli çok olmuştu. Yapmam gerekenleri yapmıyordum. Uzun zamandır o nefret ettiğim ama geçmek zorunda olduğum mavi koridordan bile geçmemiştim. Tamamen bırakmıştım her şeyi. Tek bildiğim, biri kedi yavrusu tutar gibi ensemden tutup silkeliyor beni. Silkelendikçe duyularım açılıyor. Görevlerimi hatırlıyorum.

Bu bir savunma metodu olabilir. İyiyim. Çok iyiyim. Ağrısını sancısını siktir et, iyiyim. Hissediyorum. Etim acıyor lan. Damarlarımda ağırlaşan kanı hissediyorum, kalbimin atışını duyuyorum. Herhangi bir şarkıyı dinlerken ne dediğini umursuyorum artık.

Madem bu soktuğumun normları işleyecek, önüne gelen, sorgusuz sualsiz kakacak kafama çivi gibi... Götünüz yiyorsa gelin,,,

Söndürün Kalbimi...