Dikkat! Bu sayfadaki tüm girdiler turkcell ve isbankası aracılığı ile şahsıma sağlanmış e-imza ile korunmaktadır.

Beni koruyun!

Beni Koruyun

2 Eylül 2011 Cuma

Öyle duralım biraz

İlk defa içim daralıyor. Cidden. Yıllardan beri anlık gözyaşları dışında birşey dökemedim, kusamadım. Bu çok garip bir duygu. Bazen kollarımdan ya da bacaklarımdan biri kasılıp uyuştuğunda veya karın boşluğuma bir sancı saplandığında hissediyorum etimi, organlarımı, beni yaşatan uzuvlarımı...
Onlara soracağımı hissediyorum, soracağımı, sorgulayacağımı hissediyorum. Sonra gerçek bir acı gelecek ve omuzlarıma oturacak. Hissedeceğimi biliyorum, şimdiden. Bu çok tuhaf.

Acaba senelerdir üniversite hastanelerinden bu yüzden mi çok korktum? Bunu öğreneceğim için miydi?
Diyebilirsin ki boşa sıkıntı seninki... Keşke gelip hissettiğimi hissedebilseydin.

Dönüp bakasım geliyor bazen. Son günlerde anneme sarılıp uyumak istiyorum nedensizce. Duvardaki mantar panoya astığım resimlere bakıyorum ve ne kadar sıradan ve sıkıntısız bir hayat gibi diyorum. Gülen suratlar sinsilesi... Birer birer sararıyorlar sigara dumanı yüzünden. Nedensizce bir yıl sonram karanlıklara gömülü gibi. Rüyalarım ya çok sıkıntılı, yada bomboş... Acıyı belimde, karnımda, bacaklarımda hissettikçe yok, bu normal değil diyorum. Aylarca düzenli olunan tedaviler boşa çıkıyor. Herşey boş aslına bakarsan. Hiç bir şey eskisi gibi mutlu değil.
Öyle işte.
En azından kalbime sorma olanı biteni. O kadar çok alıştım ki sessizliğe... Bozmayalım boşver. Öyle duralım biraz. Ben düşüneyim, sen gözlerime bak. Gördüğümde yüreğimi ağzıma getiren benim olan bakışlarıma. Kin dolu, kusamamış zehirli bakışlarıma.


Öyle duralım biraz.

2 yorum: