Dikkat! Bu sayfadaki tüm girdiler turkcell ve isbankası aracılığı ile şahsıma sağlanmış e-imza ile korunmaktadır.

Beni koruyun!

Beni Koruyun

27 Ekim 2009 Salı

Konu birtanemiki başlık olacaktı


Uzun süredir yazamamamı herhangi bir teknik arızaya bağlamıyorum. Dürüst olacağım, üşendim. Üşenmekten ziyade, oturup yazacak ne kafa kaldı, ne sabır, ne selamet...
Neyle uğraştığımı bende bilmiyorum. O kadar çok şeyle uğraştım ki...
Geçen zaman içinde çıkan cingarlardan açık alenen kitap yazılır, entrika dolu cilt cilt roman çıkar...Neler neler...
Biri öbürüne kaymış, öteki diğerine kaymış, kimin eli kimin neresinde belli değil falan filan. Fakat velakin tek derdim bunlar değilmiş gibi, bizim kendini evin direği zanneden yarı üsküplü yarı tekirdağlı alkolik babamın kendi kendine atraksiyonlar yaratıp ortalığı karıştırması konusuna girmiyorum. Çünkü ondan da sıkıldım, tıpkı diğerlerinden sıkıldığım gibi...
Tutuklu kaldığım platonik aşkımada giresim yok, çünkü ona girince çıkamıyorum. Oda bana gelmiyor zaten. Umurumda mı? İtiraf ediyorum, umurumda... O yüzden bu gece ne tür alkoller alsak diye düşünüyoruz sürekli. Bir gece rakı içiyoruz, bir gece bira, bir gece şarap...Tekilaya ara verdim çünkü pahalı...
İşte tamda o günlerden biriydi. "Adı bende saklı"yla "ben sende tutuklu kaldım" arasında mekik dokuduğum bir gece...Şarap ve puro...İşin özünü açık ettik...Deli gibi sarhoş oldum. Pc nin ekranına resimlerimizi slayt ettim. Geberene kadar içtim, şişene kadarda ağladım... Sonra yine her zamanki gibi uyudum. Binbir karmaşa, binbir dalaverenin içinde kalmıştım. Düşünmenin ötesiydi bu artık... Hani için içini yer. Kalbin boğazından atar. Kusmak istersinde kusamazsın. Gözlerini açamazsın artık ağlamaktan. Bi türlü boşalamayan birşeyler vardır içinde. Hani artık kimsen kalmamıştır ve sen ağlayacak bir omuz ararsın. Boşluk, koskocaman hemde. Dibi görünmeyen bir çukurda hızlıca düşersin...Gerçi hala öyle biliyon mu hemşerim. Geçmedi yani... O gecelik değildi o...
Herşeyimi kaybetmek uğruna, aklına gelebilecek herşeyimi...Tek bir gece...Yok düşündüğün gibi birşey değil o...Sadece sarılıp uyumak, nasıl uyuduğunu görmek belki...Belki rüyalarını tahmin etmek. Anne şefkati var içimde deli gibi. Bu aşk beni delirtmek üzere... Sırf aşkım yüzünden kafayı zıplattım abicim. Ben ki işin alimi olacak yaştaykene... Ne okursan oku, hangi okulu aşındırırsan aşındır, aşkın çözümünü, tedavisini bilmemnesini çözemezsin. Bir gece alıcam elime tüfeği, dayanıcam kapısına, çağırcam bizim çingen şoparlarınıda, ben evi kurşunlarken arkadan dümbelek çalsınlar, biri kemana, öbürü dayansın gırnataya... YA BENİM OLACAN YA TOPRAĞIN DİYE SAYDIRAYIM. Bütün bursa polisi, cendermesi galyana gelsin. DGM'ye düşelim yaaarrrr..!! Benimkiside tıpkı bir serçe kadar korkak çıktı. Hay tüküreyim erkekliğine allahın şoparı. Geber aşkındanda söyleyeme. İkimizde sürünelim. Ben zaten alışkınım.
Herneyse ne anlatacaktım nereye geldim yine. Ben o gece bi 35lik şarabı devirdim kanımca. Yanında kahveciden aşırdığımız puro. Çevire çevire içtik oda arkadaşımla. Sabah rölöve çalışması için izniğin köylerinden birine gidecektik. Sabah zaten çok zor uyandım. Suratım davul gibi, bünye hala uykuya kanmamış, alkolü sindirememiş bir halde. Kahvaltı ederken oda arkadaşım gitmemem için çok ısrar etti. Nedeni de o gün göğüs hastalıklarına gidecektim astımım için. Proje grubu yalnız kalmasın diye gitmek zorunda hissettim kendimi nedense... Kaderde varsa düzülmek neye yarar üzülmek yada tecavüz kaçınılmazsa zevk almasını bileceksin de yaşadığım şeyden nasıl zevk alırdım bilmiyorum. Neyse okuldan bizi küçük çaplı bir otobüs aldı. Böyle içi dışı yeni temizlenmiş, suyu üstünde falan. Biz bindik, 10 km kadar gittik, vardık, inicez otobüsten. Sonlara kaldım. Arkamda da alicim var... O ara ona laf yetiştiriyorum ve birde şikayet ediyorum, "ulan bu otobüs niye bu kadar küçük, düşücez kırıcaz kafayı gözü" diyeee, derkennneeee, pat, küt, güm...
Tek hatırladığım başımın döndüğü, gözümde anlık bir kararma olduğu, merdivenlerde ayağımın burkulduğu ve ayağımın üzerine oturduğumdu. Tabi burkulmuş ayağın üzerine 90 küsür kilo oturunca ayak dayanamadı. Kıt diye bir ses duydum. İlk defa baş gösteren bir panik atak krizi girdi bana. Sanırsın ki ellinci kattan düştüm. Ağlıyorum deli gibi. Ali manyağıda yüzüme bakamıyor, meğer deli gibi gülüyormuş. Bir tarafımda seda, bir tarafımda yağmur, biri ayakkabımı çıkardı, herkes bir şey söylüyor ama ben geberiyorum acıdan. Biri hastaneye götürsün diye çığlık atıyorum. Etrafıma en az 35 kişi toplandı. Lan açılın ölüyorum. Bizim muhterem bölüm hocası ibocum bi 10 dk sonra teşrif etti. Baktı ben gidiciyim attı beni arabaya. Uzunum yardım etti sağolsun. Valla çok takdir ettim. Beni taşımak kolay olmasa gerek. Hastaneye girdik tabi bende panik manik kalmadı. Röntgen falan, ezilme olmuş. Normal, 90 kilo...Yazık lan ayağıma çok acıdım. Tabi hastane kısmı kolayda, yurda gelme kısmı zor. Getirdiler ama birde onlara sor. Bunun yukarı çıkma kısmı var. Bir kolumun altına ibocum hocacım, bir kolumun altında uzunum. Ben tek ayakla merdivenlerde yukarı zıplıyorum. Yağmurcum odada tekerlekli sandalyelerden birini kaptı, benim sandalyede normalde bozuk ve kim oturursa otursun normal seviyesine iner otomatik olarak. Tabi konu benim, iriyim falan ya, ben oturunca fışşşttt çöktü. Arkada bir kahkaha koptu. Dövmek isterdim ama yapamadım... Kapıda kimse olmaması bahanesiyle uzunum odama da teşrif etti. Ah birde nasıl dağınıkmış, heryer heryerde... Donlar bi tarafta kurutulmaya bırakılmış, yataklar dağınık, eşyalar havada uçuşuyo. Yazık çocukceyzin psikolojisini bozduk.
Herneyse...Bir hafta paso yattım. Yapamadıklarımı yaptım. Şimdi ayağım geçti sayılır. Fazla zorlayınca acıyor. Dinlen demişlerdi ama ben yine rahat durmadım. Heryeri gezdim. Bol bol çay geyfe içtim göl kenarında. Ona rağmen geçti yani işte...

Hayatımda her rengi bir kaç tonu var. Şimdi siyahımsı grimsi, pembemsi, morumsu. Öyle yani. Bir kaç gündür hayat bana kaçmış muamelesi yapıyorum kendime. Alkol almadıkça fazladan gülmüyorum. Gereken insanlarla muhattap oluyorum. İkinci entrikalar kuşağında görüşmek üzere, Hoşçakalın anam...

4 yorum:

  1. Ah ah..Yok vah vah demiyorum ve gülmenin bir başka şekli galiba bu..Kan,ihtiras,macera,aşk kilo kilo..bence size uygun.Bakalım sonu ne olacak?Meraktayım,beklemedeyim :)

    YanıtlaSil
  2. Duramayasıca KUMRAL'ı ÇATLAK, abovVVv çok durmuş.. İhmal edilmiş ağlamaklı blog.Sırtı sıvanmalı, birşeyler yazmalı kumral_ı çatpat buraya, talebecik serüvenlerini özledim yafu :P

    YanıtlaSil
  3. Pardons mil madmazel, yazmışsın. Görmemişim koparmışım. Okuyayım oysa değil mi Lusi ?..

    YanıtlaSil