Dikkat! Bu sayfadaki tüm girdiler turkcell ve isbankası aracılığı ile şahsıma sağlanmış e-imza ile korunmaktadır.

Beni koruyun!

Beni Koruyun

9 Kasım 2010 Salı

Ama ben onu unutmak ister gibi geldim sana...

0 kişi izah etti

Bir başka adama... Sevmeyi bilen, sevmeyi bilmeyen bir adama.... O'na, en güzel hatırama...

Biliyorum.
Biliyordum.
Hep farkındaydım.
Şimdi sağ omzuma dokunuyorsun usulca. Odamın içinde bir hayaletsin sen. Saçlarımı avuçlarının arasına alıp kokluyorsun içine çeke çeke, doymak istemişte doyamamış gibi...
Sonra göğsüne yatıyorum. Kafamdaki herşey, etrafımdaki herkes eleştiriyor bu yasak şeyi. Ben inadına sarılıyorum başına, göğsüne, kollarına. Gözlerini kilitliyorsun. Bana, o'na bakarmışçasına bakıyorsun. Sol tarafımda bir damarın sızım sızım sızladığını hissediyorum. İçinden akan kan beni sarsıyor. Kulaklarımda duyuyorum o sesi...
Sonra sana doyduğumu hissediyorum, gözyaşlarım akıyor koynuna... Acı hatıralarım sıralanıyor bir bir... Boşluğa atlıyorum. Gözlerinde kimsenin göremediklerine bakıyorum. Belki hesap, belki kitap, belki oyun, ama o ışığı görüyorum. Bende onu gördüğün zaman gözlerinden yansıyan o muhteşem ışığı... Korkuyorum ama gitmiyorum. Yanına kıvrılıp gözlerinin içine bakıyorum. Korkmuyorum. Ne olacaksa sadece sana değil, sana olacaksa bana da olsun istiyorum. O an sana aşık oluyorum ama sen çekip gidiyorsun.
Sonra daha çok ağlıyorum.
Gözyaşlarımı baş parmağınla siliyorsun. "Ağlama" diyorsun bana, "Ne olursun ağlama..." Küfürler ediyorsun o eski aşkıma... Anasına avradına. Sen küfrettikçe ben daha çok ağlıyorum.
İşte o an, ben sana aşık oluyorum, sense çıkıp gidiyorsun.
Şimdi, usulca boynumu öpüyorsun. Tüylerim ürperiyor, başımı sağ yanıma eğiyorum gülümseyerek... Kocaman bir hüzün oturuyor kalbime. Gülümsemem kayboluyor, ağlıyorum. Usulca ağlıyorum ama, eskisi gibi değilim artık. Acılarım paslanıyor.
Yürürken yolda, ensemde nefes alıp veren birşey hissediyorum. Nefesleri, nefes nefese kalıp kayboluyor. Arkama bakıyorum aptalca bir hevesle, seni görüyorum. Tekrar baktığımda sen orada olmuyorsun. Gidiyorsun gözlerini gözlerime kilitleyip. Sana dönüp bakmıyorum. Sana "ben sana aşık oldum" diyemiyorum. Başımı çeviriyorum. Kayboluyorsun.
Seni kaybettiğim için ağlıyorum bu sefer. Hep klasik soruları soruyorum kendime çıplak omuzlarıma çenemi dayayıp. Neden? Niye? Kiminle? Nerde? Nasıl?
Bir sigara yakıyorum. Cam kenarına gidiyorum. Dışarıyı izliyorum tül perdenin ardından. Belki şimdi şuradan yürür geçer, orada olduğumu bilir, döner bakar diyorum... Ona sarıldığın gibi sarıldığını hissediyorum bana, belime kollarını doluyorsun, başını sırtıma dayıyorsun. "Bana döner misin!" diyorsun... Halüsülasyonlar görüyorum boş ve yalnız odamda sana dair... Sana dönüyorum. Gözlerime bakıyorsun. "Ben onu hala unutamadım" diyorsun. Sana bağırmak istiyorum... "Ama ben onu unutmak ister gibi geldim sana..." diyorum. Çekiliyorsun öteki hayaletle aramdan, çekiliyorum diğer hayaletle arandan. Emin oluyorum. İkimizde aynı şeyi hissediyoruz. Özlem duyuyoruz, savaşıyoruz ve teslim oluyoruz.
Tek bir farkla.
Ben dün gece bitiriyorum içimdeki savaşı, silip atıyorum camdan kırıklarımı, uzaklara savuruyorum, yüzüne tükürüyorum o diğer hayaletin... Sen gelip, omuzuma dokunmuyorsun. Onu bana unutturup, tıpkı söz verdiğin gibi bunu yapıp, senin hayaletinle, manasız ve şurasız ruhunla başbaşa bırakıyorsun.
Yatağıma uzanıyorum. Bacaklarımı karnıma çekip boş boş bakıyorum etrafa... Ne gülebiliyorum, nede ağlayabiliyorum.
Yanıma uzanıyorsun. O kamyoncu tipinle bana sarılıyorsun. Ben ise çirkin adamlarıda sevebileceğimi fark ediyorum.
Başım dönüyor, düşüyorum. Saatlerce ağlıyorum düştüğüm yerde. Sonra ayağa kalkıyorum. Silkeleniyorum. Kendime geliyorum.
Sonra yine tekerrür ediyor. Saatlerce aynı kısır döngüde kaybediyorum kendimi.
İki geceye yıllar sığdırdığım aşkım. Sen benden gittin. İnsanın ruhuna aşık olunur mu? Ben oldum. Senn ruhunu her ruhta aramaktan korkarım. Kaybolup kaybolup geri gelmekten korkarım.
Şimdi sen huzurla gideceksin. Aklında hep aynı isim dönüp duracak. Canın yandı diye can yakmak zorunda mıydın? Acıları ve mutlulukları hatırlatmak zorundamıydın?
Kulağıma fısıldıyorsun... "Evet, sen buna layıksın"
Seni hissediyorum.
Çık artık odamdan. Rahat bırak beni!