Dikkat! Bu sayfadaki tüm girdiler turkcell ve isbankası aracılığı ile şahsıma sağlanmış e-imza ile korunmaktadır.

Beni koruyun!

Beni Koruyun

17 Ocak 2010 Pazar

Eskiler ve Yeniler - Rakı ve Kumrall

0 kişi izah etti

Şimdi hemşerim, ben artıkın iyicene balataları koparmış bir sınav haftasının ortasındayken, niye, neden içmeye gittim? Benim çalışılması gereken bir arkeoloji sınavım, ezberlenmesi gereken 250 tane mitoloji terimim yok muydu? Vardı. Ama ben ne yaptım? Gittim, içtim, içtim, içtim... İçerken eski sevgilim olacak bahçekapısı kılıklı minik davarıma mesaj attım, alkolik ağlak avuttum, üstüne saatler süren bir baş ağrısı yaşadım mı? evet yaşadım. Reva bana, oturup arkeoloji çalışmalıydım!

Mesela siminyam yazımı görünce içinden geçirecek, içip içip blog yazdığımı düşünecek, açık açıkta ima edecek. Ben bile eski sevgililerimden bıkmışken, bu hatun nasıl bıkmasın.

Ben yazdım, ben çizdim, ben içtim... Mutluyum, birdaha dünyaya gelmeyeceğim. Hayatımda ilk defa rakı içerken boğulmadım mesela, kaktırdığımız hesabı biliyorum. Beş kuruş para vermedim, verdirmezlerdi zaten. Çok stresli bir sınav haftasıydı, sanırım kalmıycam. Ama daha 3 tane sınavım var ve ben oturmuş duvardaki resimlere bakıyorum, bi 20lik tekirdağ daha açasım geliyor.

Yıllardan beri en mükemmel anne olacağımı hissedip duruyorum. Ama ilişkiler konusunda aşırı şanssız olduğumu biliyorum. Ağlama duvarına döndüm, kimin ağlayası gelse benim omzuma oturuyor. Onların acılarıda habire bana oturuyor. Kendi acılarımı rahat rahat çekememekten şikayetçiyim. Düşünsene, eski sevgilime içkiliyken rahat rahat aşkımı ilan edemiyorum. Çünkü kendisi bundan hoşlanıyorda hoşlanmıyor. Neymiş efenim, çekimime giremezmiş, tekrar elektirik alırsa başa dönermişizde, zaten olmuyormuşuzda. Yok! Bi kerede gel lan hatun, akalım gidelim gittiğimiz yere kadar demiyor. Evlenilcek kız arıyor, evlenesi gelen varsa vallaha billaha ayarlarım, yeminlen... En azından bende başı bağlı bulaşma lan derim kendime. Sevaba girerim her yönden ne güzel.

Yağğğni, sevdiğim adamı elimle evlendirecek kadar oldum. Dahada olasım var.

Artık kimi sevdiğimi de bilmiyorum, boşver, ilgilenmiyorum. O an kimi sevesim varsa onu seviyorum, bitiyor, gidiyor. Oh ne güzel!

Yalnızım, dibine kadar.... Kısmetim çıktı, ha bide sanki özellikle olur gibi, sınav haftasının tam ortasında. Hala adamla iki satır kelam edecem, dur bakalım. Beklemeye aldım resmen, az daha durursa başlarım sınavına deyip kendine başka birini bulucak, bende sap gibi kalıcam ortada gene.

Başka noldu? Millet türkü dinlemeye gitti, bizde tersine tersine dansöz izlemeye.

Ahşap boyasıyla şöhler kağıdı boyadım, boylu boyunca. İki gün annem ağladı. Bende başkalarının annesini andım. Bir günde 3 tane sınava girdim, kapasitem dolayısıyla birisini takmaya karar verdim ve taktım. Uzun bir mal görüyorum orda, hemen orda. Gizli gizli aşk yaşamanın ceremesi olarak adamın ayrıldığı sevgilisinin acısını ben dinliyorum. Gocunmuyorum, harbiden alıştım. Çok doğal tepkiler veriyorum, hatta barışsınlar diye akıl veriyorum, ciddi ciddi psikopata bağladım. Ha birde yurdu dağıtmaya başladım. Canım sıkıldıkça birilerine sataşıyorum, hırsımı alıyorum.

Çok dağınık bir haldeyim hemşerim.

Bunaldım. Yapmam gereken o kadar çok şey var ki aslına bakarsan....Offffff....

Şimdi yatıcam, kalkamıycam.

7 Ocak 2010 Perşembe

Naciye'nin kırmızı donu - Çorumluyla bir gece...

0 kişi izah etti



Üç gündür her Allah'ın günü açılan bu sayfaya böm böm bakan benim. Yataktan çıkmayı başarabilsem beş-altı günlük gecikmeyle bir yeni yıl yazısı yazabilirim diye düşünüyordum, tam o esnada radyoda şu şarkı çıkmazmı! Tamam dedim abicim! Yazabilirim. Evet kesinlikle yazabilirim.
Bana da toplanıp geldiler, gitmiyorlar...

Bizim mahalle de karışık bu günlerde. Aşklar, meşkler, dedikodular, insanların aşırı karışık bunalımlı psikolojik durumları, benim eski sevgililerle ortaya çıkan yeni nesil dostluklarım falan...

Naciye yılbaşında kırmızı don giymiş vakası okulun gündemli konusu. Sanırım biyerde eğlenirken düşmüş mü ne halt etmiş anlamadım bende. Bütün herkeste Naciye'nin kırmızı donu tartışılıyor. Yok dantelliymiş, hayır hayır satenmiş.. Aman size ne? Bunu anlatmamın nedeni, güzelim gençliğim, güzelliğim, kırmızı don giyme merakım, Naciye salatası yüzünden tarihe gömüldü. Kırmızı dondan nefret ettim.
Ben yılbaşında çerezimi, çayımı alıp trt de dansöz izleyecektim, bütün planım buydu. Bizim çorumlu beni baştan çıkarana kadardı bu planım.
Neler olmadı ki!
Zaten ben içmeye yada eğlenmeye karar verdiğim zaman onun mutlaka suyu çıkar. Bunu tecrübe ettim ben.
Planda evde tv karşısında oturup içki içmek, şarkı türkü dinlemek vardı. Ama planda bir çorumlu varsa asla atraksiyonsuz bir eğlence geçiremezsiniz aklınızda olsun. Hadi dedik iyice sarhoş olabilecek birşeyler alalım. Bunlar efese talim etmeye karar verdiklerinde (çorumlu ve mersinli iki arkadaşım), ben çoktan it öldüren kırmızı şarabımı seçmiştim. Kokunun lezzetiyle yaşanan baş dönmesi...20.00 da içmeye başlamanın etkisi, bir şişe şarabın bitişi...

Bir ara bizim çorumlu beni erkek arkadaşlarıyla karıştırıp karı kız muhabbeti yapmaya başlayınca mersinlinin taklidi beni gülme krizine soktu, sonrasını hatırlamıyorum.
Çorumlunun iç sesi bizim mersinliye göre şöyle diyordu:
-Gadın, gadın, gadın, gadın, gadın....

Gece 12.30 suları evden çıktık. Sanki helikopterle yolculuk yapıyor gibiydim. O esnada nereye gittiğimiz umurumda bile değildi aslında. Tek istediğim deli gibi bağırıp çağırmaktı, yani hazır birde sarhoşken, sabah hatırlamayacağımı düşünerek...Çorbacıya gittik, çorba içtik. İçtik mi? Ben hala çorbayı hatırlamıyorum.

Geri dönerken yürüyemiyordum, ayaklarım birbirine karışıyordu resmen. Neye güldüğümü bilmeden deli gibi gülüyordum. Bizim çorumlu anlamsız çığlıklar atıyordu. Ama...ama sonrası berbattı tabi. Kusmayı çok isterdim. Ama lanet olası midem yine bütün çabasıyla o kadar alkolü sindirmeye çalışınca sanırım alkol zehirlenmesi oldu, hafiften.. Üç gün bütün kaslarım sızladı. Arta kalan ve bu zamana kadar olan kısımdada kendimi bir türlü toplayamadığımı şekil A da görüyorsunuz. :)

Karsız yılbaşımı olur ya? Hani beyaz beyaz pamuk helvalar (habire gırtlak :))... Hani kardan adamlar, süslü ışıklı çam ağaçlarını sarıp sarmalayın beyaz kuş tüyleri? Bursada 1 ocakta hava güneşli, 25 dereceydi...
Güzeldi. Sevgilisiz bir yılbaşı daha. Fazla kafaya takılacak birşey yok, huzur, huzur, huzur...
Sanırım ipleri kopartabildiğim en son yılbaşımdı. Seneye benim iskele korucusunun nasıl rakı içtiğini seyrederim artık.
Başka ne var? İlk defa bi sevgili ihtiyacı hissediyorum. Tam anlamıyla paylaşım yapabileceğim birisi... Ama fallarda, ufuklarda, vesairelerde aşk olsa da, ben pek inanmıyorum artık. Benim işim rast gitmez. Mutlaka bi patlak verir inancındayım.
Sigaramı 5 lira yapanın anasını çok andım. Has tütün ve sarma makinası almayı planlıyorum. Yalnız bakar mısın sigarayı bırakmak yok, hangisi daha ucuz yolunda ve arayışındayım hala :) Alışkanlık meselesi...

Hüzün yok mu peki hiç? Var...Olmaz mı? Ama artık umursamıyorum hüzün tarafımı. Nasıl olsa kötü giden herşeyin bir çözüm noktası vardır...Olacaktır... Düşünmeyi bıraktım. Ne kadar sallamıyorum modunu sürdürebilirim bilmiyorum, bilemiyorum.
Hacı be! Bu gece yine tütün kokusu altındayım, ne olacak benim bu halim be?