Dikkat! Bu sayfadaki tüm girdiler turkcell ve isbankası aracılığı ile şahsıma sağlanmış e-imza ile korunmaktadır.

Beni koruyun!

Beni Koruyun

31 Ekim 2009 Cumartesi

Adı Bende Saklı

1 kişi izah etti
Hepimizin farklı hayatları vardı. Birimiz çok uzaklardan gelmiştik, birimiz sürülmüştü, birimizin dünya üzerinde yalnızca tek bir varlığı, yaşam sevinci vardı, birimizin saatlerce yol mesafesi uzaklıkta yerlere gidesi… Birimizde memleket kokusu duyardım, birimizde tehlikeyi… Ben hiç biri gibi değildim. Belki de hepsiydim. Hepsinin karakteristik özellikleri bende toplanmış gibiydi. Hüzünlüyle hüzünlü, sürülmüşle sürgün, sevgiyle sevgi, uzaktan gelenle bir o kadar uzak… Her gün kaçmak isterdim binlerce defa. Memleket kokardım, tehlikenin tam ortasındaydım… Ben hepsiydim ama hiç biride değildim aynı zamanda. Bir sabah yalnız olduğumu keşfettim. Aşkın yalan olduğunu, sevgiyi herkesin hak etmediğini, arkadaşlığın anlamını sürekli azalarak kaybettiğini…Ailemden kime bağlıydım ben? Babama hiç bakmadığım gibi baktım o sabah. Sanki ölecektim. Sanki bu evdeki hiç kimseyi birdaha göremeyecektim. Anneme defalarca öptürdüm kendimi. Ablama sarılıp ağlamak istedim saatlerce. Yeğenimi koynumda uyutmak istedim ve eniştemle kuşak çatışması yaşamayı. Biz kaç kişiydik orada? Ve kaçımız biliyordu hayatın gerçek anlamını? Hiç birimiz aşkı için savaşmayı göze alamadı. Hiç birimiz fikirlerini baskılar karşısında büyük bir cesaretle savunamadı. Hiç birimiz baş kaldıramadı haksızlıklar karşısında. Ve bize verilen görevleri asla tamamlamadık. Hep yarım bıraktık, hep sona kaldık… Biz böyleydik ve hep böyle kalacaktık.

Artık yapamadıklarıma ve yapamayacaklarıma üzülmeyi kestim. Belki de herkes gibi kabul etmişimdir bende. İçimdeki isyankar veled ölmüş olabilir. Ruhum git gide küçülmüş olabilir. Yada hastayımdır. Bilmiyorum ve bilmeyide hiç istemiyorum. Hala hazırım. Hala uğruna savaş verebilirim ama yorgunum. Üstüne gidemiyorum hiç birşeyin ve hiç kimsenin. Sadece dinliyorum içimi. İçimde seslenenler, içimde kurban verilenler, içimdeki yangınlar… Şişmiş, taşmış bir haldeyim. Kolum kanadım kırıldı sanki. Nedensiz diyorlar ama kimse nedenleri bilmiyor. Sanırım yalnızca kendimi anlatmıyorum insanlara. Gurbet evim olduğundan beri kendimden bahsetmediğimi yeni farkediyorum. Onun yüzündendir muhtemelen. Sanki umurundaymış gibi. Şu ara ölmek istemiyorum. Bende evimde yaşlanmak istiyorum.kimse bilmese de bende çocuklarımla büyüyüp, onlarla yaşlanıp, onların yanlarında ölmeyi istiyorum. Dil başka, yürek başka. Bu dünyada kimin için iyi birşeyler yapılırki… Hakeden kaç kişi var ki?


Isterdim ki cenaze törenimde “Sezen Aksu”dan “adı bende saklı”yı çaldırsınlar. Çünkü evet, bana fazlasıyla uyuyor. Kimsenin neyi niçin yaptığımı anlayamamasını adı bende saklıya bağlıyorum. Varsın kimse anlamasın zaten. Maksat eleştirmek olunca herkes sırayı kollar.


Sonra bir restoranda yemek yesinler, benim yerimi boş bıraksınlar. En sevdiğim beyaz şarabı, ızgara köftemi, rus salatamı servisime eklesinler. Bizim çorumlu sevdiğim türküleri söylesin. Şarışın bir solist türk sanat müziğinden birşeyler okusun. Arada eşlik etsinler. Kimse ağlamasın. Herkes yad etsin beni. Ve konu kapansın. Bir filmde izlemiştim. Ölen kişinin adını asla anmıyorlardı. Ismini asla söylemiyorlardı. Öyle olabilir mesela. Güzel bir yöntem. Çünkü kimsenin benim için üzülmesini istemem ben. Ama en azından bir sure birşeyler yapıldığında benim servisiminde açılmasını isterim. Insanlar alışana, ben gitmeyi sindirene kadar en azından. Bende suçluydum evet. Herkes gibi bende hatalar yaptım. Bende konuşmadan önce düşünmedim evet. Kimse beni büyütmemeliydi bu kadar kafasında.


Tek suçum insanlara birer şans daha vermekti. Biraz daha sevmek biraz daha değer vermekti. Hepsi bu!


Şimdi içim rahat. Bana ne olursa olsun. Ben toplayacaklarımı topladım. Yapacaklarımı yaptım ve bitti. Yola çıkmalı… Hemen…Hemen…