Dikkat! Bu sayfadaki tüm girdiler turkcell ve isbankası aracılığı ile şahsıma sağlanmış e-imza ile korunmaktadır.

Beni koruyun!

Beni Koruyun

22 Temmuz 2009 Çarşamba

Dünya içimde dönse...

3 kişi izah etti

Ben ne enteresan bir kişilik oldum yahu!
Bugün sınava gitmek üzere uyandığımda sınava iki buçuk saat kaldığını, benim henüz yatakta olduğumu, ve 90 kilometrelik bir yol gitmem gerektiğini aynı anda fark ettim. Annem salonda koşturmaktaydı. Çünkü beni geciktirdiğini uyuyakaldıktan sonra fark etmişti. Ah annem! Desene geç yattım mare gızanım, saatceyzini kur diye. Demez. Saatsiz uyanacak, hipermen ya hatun. Peeeeh...
Herşeye çözüm odaklı bakmak lazımdır. Annem babamı aradı. Bu kız çocuğunu terminale bırakıver dedi. Babam beni Bursa Terminaline bıraktı. Ah ne saadet! Küfür kıyamet!
Ayşeciğimi aradım. Nerdesine cevap olarak minibüsteyim, birazdan hareket edecek dedi. Ben koşturdum. Yetiştim çok şükür.
Ayşe bugün kesinlikle çok güzeldi. Hatta Ayşe'yi ilk kez bir şarkıya bu kadar yakıştırdım.
"Deniz bile acı çeker ah agapimou Gözlerinden yaşlar döker Benim bu derdim gizli kalmaz sevdiğim Figan ile başımdan tüter Kara gözlerine hayran olduğum Memleket kokulu yarim Kırık dillerine meftun olduğum Saçına gül takılı yarim"
Bu kız bazen çok pis ege kokuyor. Erkek olsam zorla alırdım yine alırdım. Kafamda zülfünün bu şarkısı dalgalanırken gülücük attım ayşecike. Gülümsedi. Seviyorum can dostlarımı.
İznik gölü salınırken benim uykum vardı. Pek seyretmedim bu sefer. Zaten hüzün dışında bir getirisi yok bana şu ara.
Birini bırakmışım ardımda. Sarhoş, biçare. Pavyonlara takılıyormuş. Masalarda kadehlere gömülüp, boş gözlerle izliyormuş çevresini. Dedimki: "Sen beni boşver anam babam, yeni hatunlar bul, onlarla gez, seviş, hayatını yaşa..." Sanki çare olacakmış gibi. Hani ben bilirdim aşk acısını. Çektirmezdim. Çektirebilme potansiyeline sahipmişim oysa ki...
Günlerdir içmek istiyorum. Sonra düşünüyorumda dünyanın kahrı ayıkken daha iyi çekiliyor. Sarhoşluk bana dokunuyor. Evet...
Kafamda dönen tilkiler...Ah o tilkiler... Sevgilimin göbeği düşmüş. Kim kaldıracak?
Bugün sporumu yapamadım. Kötü hissetsemde otlarla takviye yapmaya çalışıyorum. Yorgun ve uykusuzdum. Uyandığımda aklıma neden ilk ömer ve mesut geldi? Bu ikisi iyi kız tavlıyorlar. Rüyamda ne gördüm acaba?

Kafamda bir ton şey var aslına bakarsan. Bir gün bu şehirden ayrılırken yeni bir benle ayrılacağım. Ceza nasıl kesilirmiş göstereceğim. Hep hayaliyle yaşadığım, imkanlı olan şeyleri neden yapamadım, sorunlarımı nelerle bastırdım, kendime niye sürekli ceza kestim? Bilmiyorum... Peki o gün geldiğinde bende ipin ucunu kaçırırmıyım acaba diğer hatunlar gibi. Yapmalıyım belki de. Bugüne kadar çektiğim acıların faturalarını birilerine kesmek lazım mutlaka. Direniyorum. Şimdi farkettim.
Savaşmaya devam...
Yarım kalmasın diye anılar. Yarım kalmasın diye hayaller. Devam...
Gücümü tüketmeyen bir ben kaldım galiba yer yüzünde. Hüzünlüyken bile gülen. Ben hayatımda çok kere fenalaştım hatırlıyorum. Her seferinde doping yemiş gibi uyandığım için şükretmelimiyim? Bilmem. Evet galiba. Yoksa bu kadar insanı kim ayağa kaldırırdı söylesene?
Hayır sus söyleme lütfen. Ben tedavi ana değilim. Etim var, kemiğim var, nefes alıyorum, yemek yiyorum, tuvaletede gidebiliyorum. Haaa şu an yazdığıma göre düşünüyorumda, hatta düşüncelerim taştığı için yazıyorum. Koşmam gerek. Hızlanıp, herkesi, herşeyi geride bırakmam gerek. Bunu da biliyorum. Tek sorun uygulamakmış meğer, bak yeni bişey daha keşfettim.
Şimdi ben 3-5 nöbetimi gerçekleştirmeye gidiyorum sevgili blogger camiası.
Birazdan ışıklar sönecek. Güneş ilk pırıltıları ile dağların ardından denizlere süzülüp, oradan şehirlere, daha büyük ve daha daha güzel şehirlere doğacak. Dünya uyuyor. Ben ve benim gibi deliler ayakta. Hadi bakalım. Nöbet yerleri, nöbet düşünceleri boşta kalmasın. Muccckkk!!!

12 Temmuz 2009 Pazar

Geniş aile görmemişiniz siz!

0 kişi izah etti



Bizim ev halkı, ailecek, yedii ceddim sülalem rengarenk. Hepsi ayrı bir hayat gailesi, hepsi ayrı bir beyinden ve konumdan ibaret.
Merkez annem. Hangimizin kaç gram pislediğine kadar biliyor hatun. Dert dinlemekten uyuz hastalığına yakalandı. Bir ay boyunca onun kaşım kaşım kaşınmasını izleyip hepimize bir kaşıntı geldi. Dayım vakasından sonra artık tersi düzü belli değil. Köpürmeye hazır sabun gibi. Her sabah nedensiz yere beni haşlamakla meşgul. Dakkada 5 bin kelime kapasitesi var konuşmaya başlayınca. Küçük emrah moduna girip hergün bizi birilerine şikayet ediyor. Sülalemin gözünde ben bir belayım, ablam bir bahtsız kızım, babam tü allah cezanı versin.

Evin problemi ablam. Evlenmek için çabaladığı yılları bir biz biliriz bir Allah. Güya 27 yaşına kadar evlenmedi, hayatını yaşadı. Son 6 yıl evlenmeye çalışmakla meşguldü. Sonraki 2 senede çocuk doğurmakla. Bütün çileleri o çekti. Müslüm modunda, acınası, ezilesi, hor görülesi modda hep o vardı. Şimdi gecelerini mutfakta kafasına takılan, simetrisi bozuk çay bardaklarını simetriye sokma mücadelesi içerisinde geçiriyor. Çocuk zırıltısına, kocasının böhüü sesine alıştı. Bana bile dayanabiliyor. Sabrına hayranı ablacım. Seni seviyorum!
Bizim babili ben kendimi bildim bileli her gece içiyor. Midesi lağım çukuru halinde. Ne bulsa götürüyor. İçtiği zaman bir cümleyi en az 5 kez tekrarlamadan bırakmıyor. Cümlelerin çok siniri bozuk bizde bu günlerde. Dün gece şahit olduğum "viğğrajjdan geçyorum, bi baktım anasını satayım, alikopter uçurumun aşasına doooru iniyojjj,,, aha savajj çıktıjj didimjjhajghbsan..." cümlesi..Birde şunu 5 kere oku..Sonra düşün halimi otur. Psikolojim bozuldu! Dertler derya olmuş bense bir sandal, tanrım sen affetsen ben affetmem.

Sevgili dayım, bizim hanelerin yaramaz veled-i zinası. Adam vukuat. Eve az girerdi. Hatunu boşamaya karar verip, anasının evine yolladığından beri evden çıkmaz oldu. O hepimizden anten. Anlattıklarımı bir araya sıkıştır ortaya o çıkıyor. O bizim özetimiz. Benim iftaharım o. Cesaret örneği. Dün öğle, ablam çilekeş hatun, evlendiği günden beri temizlenmemiş evini temizledi. Ev çöp ev çıktı. Her çekmecede böcek yakaladık. 5 senelik hurmalar bulduk. Yağ kalıbı halini almış bir tezgah, hamamböcekleri ve simetrisi bozuk ablam. Buzdolabında 5 bin çeşit yemek artığı vardı. Tezgahın altından çıkan 55 adet böcek kemiğini müzeye vermeye karar verdiğimizi hatırlıyorum. Şimdi dayım mutlu. Çünkü şuan metresinde...
Dayımın sevgili 15 yıllık eşi, beynimdeki karıncalı seslerin, hoppala ayşelerin, yandan gel ziyaların sahibi karakter. Eve bergenle girmişti, onunla çıktı. Sadece uyurken susabiliyordu. Yılda bir kez dip köşe temizlik yapardı. Bir kova çamaşır suyuyla bütün köşeleri ovardı. Ütü yapabildiği görülmemiştir. 4 bavul birden gitti. Bıyıklarını 5 yılda bir alır, genel temizliğini 3 yılda bir yapabilirdi. Şimdi fermanı ayrılık. Yazık. Çok süpürge etti saçlarını çooook!!! (Avukat onun için 15 sene evlilik ve yıpranma payı yüzünden nafaka alacağını söylediğinde tepkim şuydu: "Dayımın kir pas içinde, karış karış tozla gezerek yıprandığı yıllar için biz ondan nafaka isteyelim.")

Immm...Bizim ailede başka kayda değer eniştem kaldı sanırım. Ona hiç girmiyim. Çünkü onun hakkında komik bişey yok. Yatıyor kalkıyor, çalışıyor, yiyip yine yatıyor. Güzel foto çeker. Eğitimlidir. Evcildir. Orjinal bir özelliği yoktur.

Dur, tuttum. Yeğen var benim, evet. 9 ay dua ettim burnu bana benzesin diye. Bi çıktı, komple ben çıktı. Erkek olsun dediydim olmadı. Erkeklere 5 basar oldu. Da da da da da diye çıldırışları, bir kötü bakışlı bir güler modelli suratı, bizim tavşanı iki parmağıyla kalırıp bir metreden tekrar yere salışı, çiçekleri koparıp yiyişiyle meşhur. Bu kızan benim pabuçu dama fırlattı. Ama seviyorum. Aşığım ona.

Ben...Erkek olmamı isteyen sülaleme kız gelen, erkeği aratmayan ben.. Topuğumla dağları deviririm. Konuştummu durmam, durdummu konuşmam. Bir yanım kadın, bir yanım küçük kız. Giderek şişmekteyim. Yedikçe yemekteyim. Kredi kartı ekstrem ekmek kadayıfı ve köfte koleksiyonu halinde. Benim için tüm dünyanın tek rengi var, oda kırmızı. Şimdi aynada gördüğüm bet surattan korktum. Makyajsız dolanamaz oldum. Kafayı çok erken kırdım. Ergenliğe giremeden çıktım. Bi allaaaan ayısına yıllardır aşığım. Mari yi kafayı kudur kıvamında bir trakyalı olarak 5 saat durmadan oynayabilirim. Tek hayalim davullu zurnalı bir düğünle evlenip, yıllarca kocamı parmaaamda oynatmak. Zengin olsun temiz olsun. Aşk maşk hikaye. Dolabımdaki siyasi yazılarla sevişiyorum bu günlerde. Evde kıç büyütmekten kapılardan geçemez oldum abe gızancık. Da da da daaaa.....