Dikkat! Bu sayfadaki tüm girdiler turkcell ve isbankası aracılığı ile şahsıma sağlanmış e-imza ile korunmaktadır.

Beni koruyun!

Beni Koruyun

29 Mart 2009 Pazar

Devlet - Part 1

2 kişi izah etti

Çokmu acıtıyordu yoksa benmi acıyı seviyordum?



*Yıllarca bildiklerimi savundum, başkaldırdım, isyanımı vurdum çok kez gözlerime. Konuşamadım, susturuldum. Artık susamıyorum. Artık çok defa bağırmak istiyorum insanların yüzüne gerçekleri. Bazen yapıyorumda... Ama suratıma yediğim mal bakışlar dışında birşey elde edemeyince susuyorum.

Dün gece uzun bir uyku çektim kendi çapımda. Yaklaşık 12 saat süren bu uyku esnasında elimde kalan bir tek rüya oldu. Klasik rüyalardan değildi. Beni etkisine aldı, çeneme vurdu hatta, sürekli konuştumda konuştum. Hiç susmadım hiiiiç....

"Bir tepedeyim, ortalık açık maviye bulanmış,gözümde akmaya hazır, yavaşça süzülen bir damla yaş, o kadar acınacak bir haldeydimki...

Üzerimde uzun beyaz bir elbise gördüm. Göğsü dantelli. Ben ot gibi duruyorum öylece. Kendime kızıyorum nedensizce. Sonra birden deniz doluyor heryer. Deniz mi beni yutuyor, ben mi denizi inan bilmiyorum. Karışıp binlerce parçaya bölünüyorum."

Çok şey bilenlerden oldum hep, her yüzde pislik buldum. Her taraftan başka başka hikayeler fışkırıyor ve ben susuyordum.

Birileri hep haklıydı, hep onların acıları en iyisiydi. Dikkat çekmek için yaptıkları o kadar belliydiki aslında. Güleryüzle destek olmaya çalıştım. 19 yılımı bilmeden bu aptallarla uğraşarak, kendimi bitirerek harcadım.

Nedense her canı acıyan kusmak, rahatlamak için beni seçiyordu.

En son sevgilim işsizdi. Benden onun kahrını, parasızlığını, kuru ekmek ve soğanını yıllarca çekmemi bekledi. Canı her istediğinde arayıp bana bağırdı, bana döktü kinini. Bense sustum.

Birileri sokakta hep öldü. Bir çoğu açlıktan, parasızlıktan, soğuktan... Bir çoğuda nedensizce kendini bu aziz Türk milletine çok daha iyi bir yaşam sağlamak için. Bizim hayretle ve küfrederek izlediğimiz insanlardı onlar. Gizliydiler, kimse yüzlerini görmezdi, her zaman partilerin ağzında derinsel şeyler içeren cümlelerle anılırlardı.

Gördüm onları. Ellerini öpmek istedim.

O yüzlerle burun buruna geldim. Hayat hikayelerini hıçkıra hıçkıra ağlayarak dinlediğim o gün onlara minnet duydum.

Çok gerçek biliyorum şimdi. Hatta bilmem gerekenden çok çok daha fazlasını. Ve bu durumdan nefret ediyorum.

Ben artık acı hissetmiyorum. Eskiden sevgilim beni terketti diye parçalanmama gülüyorum.

Nefret ediyorum dünyadan. Barış içinde olmayan, aç dünyadan... Bu dünyayı liderlik ünvanıyla götüren günümüz salaklarındanda..

Ah atam...

Kalkta gör milletinin halini. Seni sevmiyorlar. Seni karıyla kızla oynaştın diye iftiralara gark edip, mezarında parçalıyorlar. Ve ben susturuluyorum.

Ocak ocak bölünmüş ülkeni, ne kurduğun partin, ne kurduğun meclisin yönetebilir halde. TDK, TTK yalan oldu atam. Herkes para için savaşıyor şimdi. Ve ben utanarak, yavaşça zehirlenerek, kusamayarak ve mücadele edemeyerek ölüyorum...Ve bizler, bilenler, ölüyoruz...

Yarın gidip bütün oylarımı altı oka atarken, tek düşündüğüm gerçek bir solcu olduğum için oylarımı oraya attığım olacak...

Gerçekleri bilmek yine beni kasıp kavuracak...

Ben bunu uzatırım, o yüzden yarıda kesiyorum. Birinci olanı kutlamak için part 2 de buluşuruz...

23 Mart 2009 Pazartesi

Google'dan bul beni!

1 kişi izah etti
Toparlayabildiklerim (yaklaşık 1 aydır) bu kadar ama gülmekten karnıma ve bilimum iç organlarıma kramplar girmekte. İnceleyelim bakalım :D


erotik kumrall resmi : Birincisi "kumral" kelimesi çift l ile yazılmaz. O sadece bana özel. Türkçede öyle bir şey yok, ben onu özel isim yapım. Öğrende gel!
İkincisi, bu sitede erotizm içerikli hiç bir şey yok. Aradğınıda bulamamış gibisin zaten, 2-3 saniye durup defolmuşsun. Sitemden uzak dur, sıkarım topuklarına!

çatlaklık : Tabi hangi manada kullandığın çok önemli. Kişisel bir kafayı zıplatma türüyle alakalı bir arama ise doğru yerdesin, benden ala çatlak olmaz.

sevgilin tarafından ihanete uğramak : Ohoooo! Burda sürüsüne bereket var. Bak ben yakında logoma boynuz koymayı düşünüyorum. Hatta birde boynuzlular adında bir forum kuracağım. Beklerim yani...

beyaza asıldı : Evet o lanet kişilik, playboy ünlüsü beyaza asıldı. Ama ben bunun hakkında alabileceğin doğru bir kaynak değilim. Hem sanane argadaşım milletin özel hayatından? Ben o gecenin ilerleyen dakikalarında bunlar ne yaptı diye merak ediyormuyum? (Ediyorum! :)))

iyi geceler sevdiğime : Len bahçekapısı, senmi geldin guzum? İyi geceler mesajlarını inan özlemiyorum. Hatta duvarımda asılı duran resmini çıkardım başka resim taktım. Artık ona iyigeceler diyorum, hatta bide öpücük atıyorum. Böhühüh!

arkadasım sevgilime asıldı : Yaparlar anam. Banada yaptılar. Ama bunun ilacı internette, hatta benim naciz blogumda değil. Kes zırlamayıda o arkadaşın olacak kendini kadın zanneden ahlaksızı döv. Hırpala onu. Benide çağır yardım edecem..

artık neye yarar sevgilim : Getirin ulan 70lik yeni rakıyı. Heaaayyyyyyytttt! Varmı bana yan bakan! Neclaaaa! Çık lan cama!

kodummu : Oturtursun biliyorum. Çok zevkli oluyor.

boğa kadınının aklına nasıl girerim : E orasını ben bilemem. Benim burcum yengeç. Ama eğerki bir boğa kadını arkadaş edinirsem söz sana onla röpörtaj yapıp yazıcam bloga.

mesne kendim ize ku ma : Şimdi bu argadaş kendine kuma arıyor kanımca. Biraz heyecan yapmış sanırım yazarken. Ama artık bu işler böyle yapılmıyor. Bak canım benim, gidiyosun şehrin arka sokaklarına, 16-17 yaşında kızı olan işsiz babalarla irtibata geçiyosun, onlar belli bir meblağ karşılığı kızlarını kuma veriyorlar. Ama mesene falan, bunlar boş iş, kekler onlar seni.

sevişken nasıl zevk alınır : Annem sen iyimisin? Ben haydar dümenmiyim allahını seversen ya!

azıtık : Olabilir, bunlar doğal şeyler. İnsanların sevişgen duyguları tavan yapabilir. Ama bunu internette neden arattın anlayamadım. (Bütün sapıklarda benim bloga geliyor)

istiridye kendini rahatsız eden kum tanesini inciye dönüştürür : O sadece bir efsane haberin olsun.

terinin kokusu tenimde benim : Acına ortak olmamı bekliyorsan daha çok beklersin!

göğüs çatlaklıkları için ne yapabilirim : Şimdi kollarını iki yana açık avuçlarını burnunun hizasında birleştiriyorsun, sonra.... Saçmalama aratma konusunda argadaşım, burası estetik merkezi değil!

Rahat uyuyamıyor

2 kişi izah etti

Hep hayatımızı mı yazacağız arkadaşım? Birazda siyaset yazalım, güncel yazalım değilmi ama?

"Bir film izlemiştim, 15-16 yaşlarında falandım yanlış hatırlamıyorsam... Film de anlayamadığım çok şey vardı. Bize okulda düşüncelerimizi çekinmeden söylememiz gerektiğini, ülkemizde düşünce özgürlüğü olduğunu, kimseyi düşünceleri için yargılamamamızı anlatıyorlardı. Bunu öğrenmiştik.
Ama filmde ters giden çok şey vardı. İnsanları düşündükleri, düşündüklerini ifade ettikleri için yargılıyorlardı. Hatta öldürüyorlardı. Mantık bulamamıştım ve ilk defa düşünmekten ve kendimi ifade etmekten bu kadar çok korktuğumu hatırlıyorum."
Büyüdükçe çok şey değişti. Araştırmayı öğrendim, sessiz kalmanın insanı ne hallere düşürdüğünü, demokratik haklarımı kullanmazsam hep ezilen olacağımı...
Kasımpaşalının biri çıkmış, bugün aynı şeyi bütün gençlere tekrar yapmaya çalışıyor. Ben şuan bu yazıyı yazmaktan acayip tırsıyorum mesela. Çünkü bu yazım başıma olmadık bir ton iş açabilir. Hakaret etmiyorum, saygısızlık etmiyorum, düşüncelerimi düzgün bir üslupla ifade etmeye çalışıyorum ama korkuyorum. Bu, düşüncelerimin kısıtlanması anlamına gelmiyormu peki?
Hayır kendimi bir kesimin tabirine göre komünist gavurlar gibi hissetmiyorum. Düşüncelerim sol taraftan yol alıyor, türbana karşıyım, okuyan, çalışan, azmeden, sürekli yükselen ve eğitimli bir ülke istediğim için hiçte huzursuz değilim. Peki neden bana o tabiri yakıştırıyorlar?
Kimin ne taraftan olduğu umurumda bile değil. Benim tek isteğim bu ülkenin bağımsız, baskı ve sömürge altında kalmadan, ipliğine kadar kendi üretebilen, kendi kendini çevirebilen, insanı eğitimli, bilgili olan bir ülke olabilmemiz.
Aksi kanıya nasıl vardığımı, milliyet gazetesinin şu yazısından öğrenebilirsiniz. İktidar partisine oy verenlerin üslubunu görebilirsiniz. Eğitim düzeylerinin ne derece olduğunu, sadece kulaktan dolma fikirlerle nasıl hareket ettiklerini...
Lütfen cahil olmayalım. Şu videoda laiklik hakkında söyledikleri yüzünden çıldıracak gibi oldum. Hadi diyorsanız ki laikliğe takmış bunlar, laiklik olmasa sokaklarda özgürce nasıl gezecek bu kadınlar? Kolu görünse kolu kesilecek, kadına her türlü eziyet caiz olacak. Kadını geçtim erkek içinde çok masum değil. Hiç bir hakkımız korunamayacak. Yargısız infazlar olacak. Gerçekten bunları yaşamayı istiyormuyuz? Laiklik nedir biliyor muyuz da istemiyoruz? Anlayamıyorum... (Bakınız: Başbakanın fikirlerini yansıtan video)
Şimdi herkese masum geliyor, şimdi herkes bir çuval kömür uğruna başımıza ediyor ama ileride kimse böğrünü açıp gezemeyecek merak buyurmayın. Bu ülke giderek bir cumhuriyetçi kıyımına uğruyor. Beyinler yıkanıyor, fakire 3 kuruş verilip oyu satın alınıyor, nasıl olsa insanlar cahil, her türlü şekil veriliyor. Bu ülkenin hala aydın bir kesimi var. Bu ülkede hala sesini yükseltmeyi, korkusuzca yükseltmeyi becerebilen insanlar var. Merak buyurmayınız...
Bir gün nasıl olsa anlaşılacaktır. Umarım çok geç olmaz...

20 Mart 2009 Cuma

Ayrılık bunalımı, kısım 1-sahne 1

0 kişi izah etti

"İçimden şehirler geçiyor, her durakta duruyor, inmiyorsun(F.D.)" dedim durdum günlerdir. En sonunda bilmemkaçıncı durakta depiği bastım sana şehzadem. Mutluyum, huzurluyum...ama...
Ben eskiden biten aşkların ardından günlerce yas tutar, bunalımlara girer (asla çıkamaz!), hayatımı mahfeder, tek bir isim üzerinde tülü türlü anıyı biriktirip, sonra o anılardan yeniden depresyonlar üretir, kendimi yerdim. Bahçekapısı, nezaketsiz, hayvanoğlu hayvanımı sevdim ben, çok sevdim... Ama ben...ben kırıldım, canım yandı, içim parçalandı. Belki yine çıkamayacağım bunalımlara gireceğim. Belki yine ellerim çok üşüyecek Bursa sokaklarını tavaf ederken, göle nazır sigara içerken, yada onun gözlerinden bir tutam görüp, elimi göğsüme götürdüğümde... Kodumun dünyasından adaletli yer yok, bu ülkede rahat huzur yok hiç kimseye. Bizi ayıran bu ülkedeki açlık sınırı, işsizlik problemi, görüş farklılığı oldu desem?
Onuda geçtim şimdi... Güvenilen dağlara, kızıp surata telefon kapatmak gibi yalnızca, sadece ufacık bir nedenden kar yağıp, yıllarca biriktirilen güvenler sarsılabiliyormuş. Boşuna bahçekapısı değil işte! Artık güvenmiyorum erkek milletine. Afedersiniz çıkıntısı olan kimseyle muhattap olmak istemiyorum. Başıma ne geldiyse erkek milletinden geldi. Kahretsin!
Telafisi kalmamış bir aşka son noktayı koymuş ben, iki kadeh şarapta sarhoş olmuş ben, boş mendiller...boşaltılmış mendil kutuları.... İçi dağılmış, dışı dik kalmış kumrall var karşında. Son halim bu. Nötr. Acımasız ben. Böhühühühüh!
Her yerde onu anlatıyorum. En sonunada hayvan kelimesini ekliyorum. Çok manyak bi haldeyim lan! Sen 15 ay asker yolu bekle, bi kere bile aldatma, yalan söyleme, o aldatsın, sövsün-saysın, her özgürlüğüne, görüşüne, adımlarına, zıçtığın b.ka kadar müdahale etsin, ay bide haklı olsun. Hayvanoğlu eşşek herifin damadı, Allahın cezası panda kılıklı öküz! İçimden okyanuslar akıyor argadaşım. Perişanımmm şinciiiik, mutlu oldunmu? Geber emi! Dipteyim, sondayım, depresyondayım!
İlişkiye kapalıyız, lütfen asırlar sonra tekrar deneyiniz, belki yanıt alırsınız. (Kemiklerimden)
Ablam bir cümle kurdu bu ayrılığın üzerine mest oldum. Kızın plan kurmasına bile gerek kalmadı, biz kendi kendimize ayrıldık. Yaşasın tüm ablalar ve onları inatla dinlemeyen kız kardeşlerii!
-Kumrallcıım, valla üzülmek isterdim, acına ortak olmak isterdim ama içimden gelmiyor be kardeşcaazım... (Abla senin bu açık sözlülüğüne hastayım)
Arkadan eniştemin sesi duyuluyor.
-Kandırır o çocuk kumrallı yine. Kadınlar böyle işte... (Ühühüühhhüüüü)
Annem daha sana hayırlı bir haberim var dediğimde anladı. 6. hisse bak abi ya! Yada zaten sevineceği en baş haber bu! Üşenmese lokma dökecek hayrına. Sanki okul bitti mezun oldum anasını satayım.
Bu masalda burda bitti. Kalan sağlar benimdir. Bi sağ kalan benim, oda bir tarafım iptal.

***
Koşmak isterdim.
Dağ bayır dinlemeden koşmak
Ayaklarım yalın ve biraz mavi,
Gökyüzü, deniz
Sanki koşarsam kusacak gibiyim sıkıntılarımı,
Sanki bitecek gibi,
Kimler geçti içimden, kimler uğradı bu bir garip hana,
Yıkıldı duvarlarım, altında kalmamak uğruna bıraktım kolumu bacağımı,
Sıcağı sıcağına yok acı, yok ihtiras, yok sıkıntı,
Ya gece olursa, ya gün hiç doğmazsa... (Kumrall 09')
***

Bugün çok soğuktu hava. Donuyorum. İçim yanarken, bütün organlarımın donduğunu hissediyorum. Şimdi içtiğim şaraptan mı, kadehin camından mı, yoksa derdimden mi bilinmez, avuçlarımın içi yangın yeri. Komünist duygularım, isyan bayraklarım, kadın duruşlarım, savunma mekanizmalarımın tamamı taarruza geçti. Ayağımı camdan atsam uçacak gibiyim. İstediğimde bu ya, özgürlük...
Ben şimdi nasıl, neyle seveceğim, içimdeki kadını, dişi kişiyi tekrar nasıl uyandıracağım. Oysaki o şimdi derin ve kabus dolu bi uykuda. Ve ben onu şimdiden özledim.
Keşke hiç ayılmasam...Hep sarhoş kalıp, acıyı hissetmesem. Kadın sarhoşluğu benimki, sadece gülüşler eşliğinde...Ve nefes bile alamayacak kadar küçük bir odada...
Söz ver kadınım, söz ver....

14 Mart 2009 Cumartesi

Yakacaksa yaksın argadaşım!

3 kişi izah etti

Not: Bir haftadır aynı yazıyı yazmaya çalışıyorum. Neden bu gece bitiriyorum sağyın okuyucu?)

Kafayı sıyırttırmış birisi ile karşı karşıyasın sağyın okuyucu. Dikkatli ol, az sonra yazacaklarımdan dolayı kafayı yiyebilirsin, psikolojik problemlerin oluşabilir. Hele hele isyan dolu şarkılarla sakın okuma benim blogumu, uzak durun benden, ühühüüüüü...!!
Nasıl oldum anlamadım. Ah bi anlasam zaten neler neler başaracağım sen bilem şaşırırsın. Lanet olsun herkese, aşk bitti, biter, bitecek. Geriye yalnız ben kalacağım. Yanımda kutu kutu boş mendiller, elimde şarap bardağı falan. Otantik ortamlar yaratasım geldi bi an için, Allah beni bildiği gibi yapsın emiii!!
Şimdi ne desem...Nerden tutup şöyle etkili bişiler bastırıversem diye düşünüyorum-düşündüm!
Ben yengeç burcuyum esasında. Manyak gibi kuvvetlidir hislerim. Anlarım. Mutlaka sezerim bazı şeyleri. Bir bakış bana sayfa sayfa dert anlatır.
Anladım esasında. Anladım ama anladığım için çok mutsuzum şimdi.
İçimde yanan ateşler var. Neden yapyorum bunu kendime bilmiyorum. Şuan kendimi boşluklara doğru sallandırmaktayım. Kafayı yemek üzereyim. Bittim yağni o derece.
Ne olduğunu uzun uzun anlatasım var. Anlatırsam deşifre olurum diye korkuyorum. Ama artık patlamam lazım. Biryerlere boşaltmam lazım kafamı.

Hani insan biyerlerde mutlaka anlar. O bakışların anlaşılmaması yada yanlış anlaşılması imkansız gibi birşeydir. Hatunlarımıza soruyorum! Siz, size karşı birşeyler besleyen bir insanı sezmez misiniz?
Sezersin abicim, saklayabilen profesyonel artisttir yani. Emin ol öyledir. Sezdim evet, ve sezdiğim insanın sabrına hayran kaldım diyebilirim. İnsanın bakarken içi akarmı ya? Bu nasıl bir yoğunluk, nasıl bir yüktür böyle..?
Ben istemem kimsenin benim yüzümden üzülmesini, benim yüzümden acı çekmesini. Aslında takmamak lazım, acımamak lazım ya, fakat değer veriyorum işte ne yapayım?
Bu kadar yakınken sarılamamanın, öpememenin acısını bilirim ben. Yasaktır çünkü, olmamalıdır. Kendimce üzmemek adına çıkış yolu arıyorum. Bu yüzden alkolik olmak üzereyim.
Bir gece ansızın yeni bir sayfa açmak istiyorum. Peki başarabilirmiyim? Başarabilirsem bile neler kaybettim, ne kadar kaybettim peki? Düzelirmi yapılan hatalar? İyi gelirmi o insana benim değişimim? Unuturmu biryerlerde beni?
Ben hep gidenlerin, gitmek zorunda olanların ardından bakakaldım. Bazen herkese yetebileceğimi düşünüyorum sanırım ve bu kadar düşünmekten insanları, kendimi düşürmeye başladım.
Aklımdan neler geçiyor neler. Mutsuzluklarım oldu benim, sabırlarım oldu, sabredişlerim, kayboluşlarım oldu. Onu üzüyorum, farkındayım. Onu üzmemek için sırf herşeyi bırakıp dönmek istiyorum çoğu zaman. Yapamam, bu sefer bari girdiğim yoldan çıkmayayım diyorum... Nasıl devam edeceğimi, dökülenleri nereden toplayacağımı bilmiyorum.
İçim sıkıldı.

*Sabah uyandım kafamın sağ tarafı iptal olmuş. Yahu düşünüyorum düşünüyorum, ne olabilir falan diye, oturdum kafamı inceliyorum falan.. Bi ara ağzımı açtım, sonlarda bir şişlik bana el sallıyor. Uçtan çıkmaya çalışan bir diş görüyorum. Bembeyaz bir şişlik. Ben daha 18imdeyken 20lik dişim çıkıyor işe bak. Eeee? Ne olacak şimdi dedim oturup, ağrıyor argadaşım, kafamın sağ tarafı yok yani.
Kahvaltıya çıktım düşe kalka, ııı ıh, yok yiyemiyorum acıyor. Çay içiyim bari dedim, bu seferde midem bulandı. Arkada bir grup salak dedikodu yapıyor, koca seslinin teki kahkaha atıyor, bizse oda arkadaşımla ntv sabah kuşağı izliyoruz.
Okula gittim. Sabahki ders iptal. Hobaaa! 3e kadar bekle işin yoksa!
Benim diş isyanlarda ama. Neyse kankalarımla okey oynamaya gittik, şaftım daha beter kaydı. Tepeme yağmur iniyor. Benim kafa tutmuyor. Mesut'a taşıttım kendimi, yaşasın kötülük!
Kimya II, nasıl bir derstir bilen bilir. Ben zaten anlamıyorum kimyayı, hoca anlattıkça beynime ağrılar oturdu. Sonra en son hatırladığım, ana yoldan 1,90lık arkadaşımın koluna yüklemiş bir vaziyette yurda gittiğimde. Yurtta üstümden çıkardığımı koltuğa fırlatıp, ağrı kesici atıp zıbarmışım. Hayatım boyunca öyle tatlı bir uyku uyumamıştım. Bizim uygunsuz hatun bana beddua ediyor kanımca. Ben az dalga geçmemiştim onun dişi ağrırken, müstahak bana.

*İçenleri topladım bu gece. En son o kadar komik manzaralar vardı ki, biri gülmekten altına işeyecek kadar zorlandı, öbürü iki dakkada hayatını serdi ortaya, birine bişey olmadı, garibim bizim kahrımızı çekti. Bense bir ara yurdun içinde uçuyordum sanki, sonra kendime geldim. Bir ton insandan azar yedim. Kankam canıma okudu, sevgilim balta girmemiş küfürler etti. Ayılmak için bulaşık yıkadım(işe yarıyor, kanıtlanmıştır. TSE Kumrall 09'). İçtiğim kahveler midemde dans ediyor. İlk defa anason işe yaradı, dişimin ağrısını hissetmiyorum :)
Şuan nasılım? İyi gibi...
Hafiften alkol atılmaya başladı bünyeden. İçkiye tövbe etmeye karar verdim argadaşım. Yoksa alkolik olucam ben burda.

5 Mart 2009 Perşembe

Hayat hakkında varmı bir fikirler?

0 kişi izah etti

İnsanlığından çıkmış üç-beş çapulcuya kalmış hayatımız ey baharım. Karın tokluğuna yaşadığımız, yetiştirildiğimiz, anasını sattığımın dünyasında oturmuş bir düzen, ar namus takan, sevdiğine sadık kalan, yürekten sevip, yürekten bağlı kalabilen bir tane insanevladı göstersenize bana...?
Bir oyundur ki bu kimin eli kimin münasip biryerindedir belli değildir. Herkes kılıfına uydurur, masum pozları çeker. Bir kırmızı ruj, bir kırmızı oje, bir kırmızı don yeter belgelemeye. Bunlar kırmızının asaletini bozdular abicim!
Bugün nefret ettim, kusasım geldi bunlardan.
Biri 1 aydır tanıdığı biriyle evlenmeye kalkar, ailesi vermedi diye kafayı yer, öbürü gider nikahı basar. Noluyoz lan?
İki karış topuk giyince kadınmı olunuyor, evlenmeyi kendine yakıştırabiliyormusun sevgili arkadaşım? Acelen ne? Hala ailenin eline bakarken, görevin sadece girdiğin yerden sağ salim, iyi bir başarı ile çıkmakken bu ne telaş?
"-Dersi kıracağım, kırıyoruuummm, kııı-rrr-dıııımmm! (asilik belirtisi, çok tehlikelidir!) -Şekerim sevgilim taaaa nerelerden kalkmış gelmiş, dün gece sabaha kadar arabada oturduk (neden ben sadece oturduğunuza inanamadımkine?!), sabahın köründe yattımda söylemesi ayıp (ayıp yorgan altında yavru be!), eh durum öyle olunca gelemedim, sevgilim gelmiş, okulmu düşünücem. Hohoho! (Kusucam poşet getir Ziyaaa!)..
-Dün gece çok pis içtik, ayılamadım sinyali. (Dozu kaçarsa tehlikelidir!)
-Abi varyaağğğ, bizim balkon böle komple bira şişesi, istif yapıyoruz, satmaya kalksan en az 50 bira alırsın onlarla (Senin gibi birinin o parayı yardım sandığına atmasını beklemiyoruz!), böööleee her gece kopuştayız, karılar kızlar alem yapıyoruz (Argadaşım yanında bayan var ya! Senin sevişken ruhundan bananeeee!!!), başım nasıl ağrıyo aga anlatamam, en son dünyayı geziyordum, texastaydım mesela, o derece yağğğni. (Allah cezanı versin, Ziyaaaa koşşş!!)
-Markacıklık sinyali. - Siyah saçlar her zaman önde. (Özentidir...)
-Markadır... Bütün pahalı alet edevatlar, giyim kuşamlar onlardadır. Yapma bebekler gibi, biblolar gibidirler.
-Bugün kırmızı bir kazak aldım, 150 lira saydım Allah seni inandırsın. (Banane!) Mağazaya girdim (her zamanki gibi), çarpıldım abi o kazağa, dedimki işte o, onu almalıyım, babam sağolsun (ne babalar var be, ben 150 liraya kazak alsam babam beni 150 parçaya ayırır, etimden iplik üretip 150 tane kazak ördürür) hemencecik alıverdi. Kredi kartımıda attı geçen ay cebime, sınırsız limit, deli bişiiyyy yaaa! (Ziyaaaaaaa, koş bana bişeyler oluyoo!)
-Siyah saçlarına gurban olduğumun emosu. Allah sizi ne yapsın! Ben cezanızı verebilirim kendi ellerimlen, heç gocunmam...Dialog üretemiyorum çünkü bu tarz kişiliklerle samimiyetim değil muhabbetim bile yok. O siyah saçlar hep önde. Böyle satmışım anasını tavrı, rock ve metal müzikler. Allah belanı versin yk'dan da beter. İntihar etti edecek halinden nasılda memnun hasbam. Yürü giiit!
-Birde ülkücüler var. Bir gurup abi olay çıksada adam dövsek şeklinde bir tavırla dolanıyor! Bunlar hangi amaca ve nasıl hizmet ediyorlar bilmiyorum. Bilen varsa anlatsında cahil kalmayalım.
-Ev kızı tavrında ki sürtüklere hastayım. Düzgün giyinirler, makyajları düzgündür (bazıları hariç) modern kadın ayağına bütün il ve ilçelere vermiş tipler bunlar. Biyerden kokusu çıkar elbet, ya konuşmadan, ya tavırdan, ya kırıtışlardan. Herkese her zaman verebilirler. İstisnasız yani! Mekanda farketmez, ot böcük, çalı çırpı, dağ taş, park bahçe, araba yatak kanepe koltuk farketmez. Sevişgen lanet mahlukatlar.
-Normal olanlarda her boku yer ama karda yürüyüp izlerini belli etmezler. Akşam içmişse, sabah koyu nescafesini tüketip renk vermezler. Makyajları, tavırları, fönleri, jöleleri, giyim kuşamları hep normaldir. Bol bol kitap okurlar, okul-iş-ev, her neyse, bunlar arasında mekik dokurlar. Eğleneceklerse eğlenirler, gezilecekse gezerler, canları çekerse sevişirler ama sabah okula gidince önüne gelene ağğğbiii varryaaa diye başlayan cümleler kurmazlar. Kimsenin bişeysine karışmazlar, yüzüne bakılcak şekilde takılırlar, abartmazlar.
Son şıktan olmanız dileklerimle. Bu dünya kaçılacak kadar salaklaştı. Durdurun lan inecem diyesim var. Ortalık salak kaynıyor. İçi boş beyinsizlerin arasında kaldım anam.
Bak şimdi ne dinliyorum, bana gelsin!
kıl kurdu gibi görünmekte pek çok kahraman
çok ordu gördüm fakat işi bitmiş tastamam,
bol buldun yağı kıçına sür hadi o zaman,

dosdoğru git önünde bekler seni tarlalar,
hayatın tozpembe bize de el ver,
benim elim yandı dilimden öte boş ver,

kilitli kalmış insanlığa özgürlük ver,
savaşa bir son ver,
şu gemine yön ver,
adam olup dön gel,
yada bize yol ver,

burası derin,
basınç fazla ve serin,
sanki bir tarafım ateş,
berim uçurum,
gerim kuduz köpek dolu,
yerim dar ama gene benim,

döndükçe dilim ve ben oldukça sağ,
döndükçe bu dünya ben hep yazacam,
ya boş olur yada dolu hisset ve dinle fakat gene de hiç kimseye sormayacağım.
.
bu çene gene düşmüş yere susmaz,
tek pas, hipnoz beni bayıltmaz,
bloklar,
kumpas beni şaşırtmaz,
gece gündüz karışmaz ve ceza hiç uyumaz...

1 Mart 2009 Pazar

Ölümle yüzleşenler ve seçmeceler

0 kişi izah etti



Ah canım blogum, seni öksüz, seni birçare bırakan ben...Gözüm çıkmasın inşallah....

Yazacaklarımı toparlayamıyorum şu sıralar. Güzel bir kışın son demlerini vuruyoruz şehircenek. Çok soğuk. Böyle nasıl desem, içimdeki çok salak bir acı var, sürekli ağlamak istiyorum. Ölümle ilgili saçma sapan rüyalar görüyorum. Bişey yazdımdı geçenlerde, onun etkisinde kaldım. Sevgilimden uzaktayım. Onu görmek için çok berbat bir yolculuğa katlandım. Zaten 24 saat görsem her gün, yine doyamam sevgili ormantik ayıma, karıcım diye hitaplarına, ve 2 buçuk senenin sonunda yeni yeni aşık olmuş boyluma, posluma, canıma, cigerime....

*Şu forwad mailler beni kasmaya başladı. Tamam bilgi paylaşmak, resimidir, dökümanıdır, falanıdır-filanıdır, iyide...artık saçmalayanlar hat safhada. Yaptığım salaklığı anlatıyorum iyi dinle!
Ablamlardayım, yerde oturuyorum, önümde halının üzerinde lap-top...Maillerime bakıyorum, aynı anda sütlaç yiyip, bacağımdaki kızarıklığı kaşıyorum falan. Bir mail gelmiş ki, gönderen ampulcüdür, İslami bir adı var mailin, bende açtım bi bakiyim, silerim edalarıyla. Birden içinde arapça yazılı bir sure çıktı karşıma. O hırsla kaseyi yana fırlattığım gibi lap topu ya allah, bismillah diyerekten kafamın üzerine doğru kaldırdım! Şoktaydım. Odada yalnızca minik yeğenim vardı, çocuk şok oldu, öyyyleee baktı suratıma, lan ben napıyom dedim, gülümseyerek eski pozisyonumu aldım. Mailide sildim tabiki.
Bu duayı gönder, bilmem kaç saat sonra bişey olacak, biri inanmadı klozet bitarafına girdi, öbürü inanmadı kıçı yandı, diğeri inanmadı 7 cihanda 2 yakası kavuşamadı gibi saçmalıklar okumaktan sıkıldım. Benim ne arkadaşlarım var sıçarken bile bilgisayarlarıyla sıçarlar. Şimdi adam klozetin üstünde öyle bir mail okusa çarpılmazmı??
Herkesin dinini imanını şahsına bırakalım rica ederim. Kimseyi zorla hacı hoca yapamayız. Herkesin aklı fikri her bir boka ne güzel çalışıyor değilmi? Bunada çalışsın, çalışmazsada çalışmasın size ne?

Birde şu son zamanlarda çok fazla siyasi mesaj alıyorum. Hala ülke son 6 yılda süper yerlere geldi diye iddia eden varsa benle polemiğe girmesin. Biraz cahiliyetini yenmişse insan neler döndüğünü, hatta halkın gözleri önünde döndüğünüde idrak edebilir. Ben bana katmer katmer girmiş doğalgazı, elektiriği, köprüyü, suyu, yolu falan kolay kolay yemem. Bizim gibi en çok desteklenmeyi bekleyen kesim, öğrenciler, bazıları tarafından, yoldan çıkmış, aileleri tarafından önemsenmeden salıverilmiş ne idüğü belirsiz insanlar olarak sıfatlandırılıyorsa, gurup gurup hacılar hocalar hala bazılarımızın ne okuyacağını, nereye oy vereceğini, nasıl giyinip nasıl konuşacağını seçiyorsa ben böyle zorlamayla giydirilen din adı altında iş yapan insanlara insan demem abicim. Ancak yazıklar olsun ulan! derim.
Bu konuda çok doluyum. Bazılarımız farkında değil ama gidişat kötü. Birilerinin dur demesi lazım artık. Öyle çirkefler gördüm ki, mideniz marketlerden alışveriş etmeyi kaldırmaz. Öyle saçmalıklar gördüm ki şu gözlerle, o çok güvenilen adamlar neler neler kaldırdı bu ülkeden. Çok haşır neşir olmamalı, belki kendi kabuğuma çekilmeliydim herkes gibi. Yapamadım. Gençliğim ve kaynayan kanım hayatta aşktan meşkten dahada önemli şeyler var diyor.
O yüzdendir ki, ben siyaset hakkında kimseyle konuşmamaya karar verdim. Çünkü etrafta beyni yıkanmış, perdenin arkasındakini görmeyi hiç istememiş insanlar var bu topraklarda. Onlara acıyorum...

*Hiç ölümle yüzleştinizmi? Yüzleşen, son raddeye gelen insanlar bunu çok iyi bilir. Biyerlere gidersiniz rüyanızda. Başınızda sürüyle doktor sizi dünyaya döndürmeye çalışır ısrarla. Rüyanızda dayan diyen sesler duyarsınız. Biraz daha dayanırsınız. En sevdiğiniz mekan olur belki.
Ben orayı görmüştüm rüyamda. Şehrin göbeğinden akan dere...sevgilim karşımdaydı ve ağlıyordu. Gitmeyi ben seçmiştim ama onu görünce bunu yaptığım için çok pişman olmuştum. Gördüğünüz gibi dayandım ve kaldım.
Bugün aynı manzara oluştu ve gerçekti. Yanağımdan bir damla yaş süzüldü. O kötü gün geldi aklıma. O an her an ölebileceğimi hissettim ve aslında yanımızdakilerin kıymetin bilmiyoruz biz. Sarıldım ona...Issız adam, yada belkide işsiz ve gururlu olan erkeğime, içime çeke çeke kokusunu, doya doya sarıldım. Ben ölümle yüzleşenlerden yalnızca biriyim ve Allah kimseyi ölüm acısıyla sınamasın. Ben tatmadım, hiç bir sevdiğimi kaybetmedim ama, inanın aklıma gelince çıldıracak gibi oluyorum. Hayat çok karmaşık bugünlerde. Ve ben çok yorgunum sanırım...
Mutlu olmayı hak ettimmi, bu bir rüyamı sevgili blogum?
Rüyaysa dürtte uyanayım be!
Oy sakallarına gurban olduğum...!!!

*Son bir şeyi itiraf edip gaçacam, uykumda geldi zaar!
Bugünlerde tüm erkek arkadaşlarımdan nefret etmeye başladım. Yok kurban tiksinti değil, yada birşey olduğu içinde değil. Benim biricik kocam geldiğinden beri pek bi sadıkane birşey oldum ben. Ya normal arkadaş işte ama ne bileyim, saçma sapan şeyler ürüyor kafamda ve ben öylece kitlenip kaçıyorum mevzudan. Sevgilim ve babam harici bütün gavatlar bana böyle bir itici, antipatik gelmeye başladı bende anlamadım.
Tüm kankağğğlarım!!! Beni affedin emi, geçerse ben sizi ararım, geçmezse sırra kadem basarım anam!